Zina Nedeniyle Boşanma Davası

Boşanma ve Mal Rejimi

Zina, evlilik dışı cinsel ilişki anlamına gelir ve Türkiye’de 1996 yılında yapılan yasal düzenlemeyle artık bir suç olarak kabul edilmemektedir. Bu önemli değişiklik, zina eylemlerinin cezai sonuçlarını ortadan kaldırmıştır, ancak bu durumun evlilik ilişkileri üzerindeki etkisi devam etmektedir.

Bu içerik, zinanın hukuki sonuçlarını, neyin zina sayıldığını ve bu durumun boşanma süreçleri üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ayrıca, zina iddialarının nasıl değerlendirildiği, hangi delillerin kullanılabileceği ve zina davalarında dikkate alınması gereken zaman aşımı süreleri gibi önemli noktalara değinilmektedir.

Zina Suç Mudur?

Hayır, zina yani evlilik dışı cinsel ilişki, Türkiye’de yasal olarak suç olarak kabul edilmemektedir.

1996 yılında yapılan bir yasal değişiklikle zina, Türk Ceza Kanunu’ndan suçlar listesinden çıkarılmıştır. Bu nedenle, zina fiili için Türkiye’de herhangi bir cezai yaptırım uygulanmamaktadır.

Ancak, zina evlilik birliği içinde gerçekleştiğinde, boşanma davalarında önemli bir rol oynayabilir. Eşlerden birinin zina yapması, diğer eş için boşanma sebebi olabilir ve bu durumda zina yapan eş, mahkemede kusurlu olarak kabul edilebilir.

Neler Zina Sayılır?

Zina, genel olarak evli bir bireyin eşinden başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi veya buna teşebbüs etmesi olarak kabul edilir.

Ancak, zina kapsamına girebilecek davranışlar daha geniş bir yelpazede incelenebilir:

  1. Gece Geç Saatlerde Evde Yabancı Bir Kişiyi Ağırlamak: Evde, özellikle gece geç saatlerde, evli olmayan karşı cinsten birini ağırlamak zina olarak değerlendirilebilir.
  2. Karşı Cinsle Tek Başına Otelde Kalmak: Evli bir kişinin, herhangi bir zorunluluk olmaksızın, karşı cinsten biriyle aynı otel odasında kalmış olması genellikle zina şüphesi uyandırır ve bu tür durumlar mahkemeler tarafından zina delili olarak kabul edilebilir.
  3. Müstehcen Fotoğraflar ve Sosyal Medya Yazışmaları: Karşı cinsten biri ile müstehcen fotoğrafların bulunması veya flört içerikli sosyal medya mesajlaşmaları, zina iddiasını destekleyecek nitelikte deliller arasındadır.
  4. Öpme veya Sarılma Gibi Fiziksel Yakınlaşmalar: Bazı durumlarda, öpme veya sarılma gibi fiziksel temaslar da zina yönünde değerlendirilebilir, ancak bu tür durumlar genellikle daha detaylı bir inceleme gerektirir.
  5. Cinsel İlişki Şüphesi Olmadan da Zina Sayılabilir: Yargıtay kararlarına göre, cinsel ilişkinin kesin olarak ispatlanmasına gerek olmadan, cinsel ilişkinin yaşandığına dair şüphe uyandıran durumlar da zina olarak kabul edilebilir. Örneğin, bir kişinin yatak odasında yarı çıplak bir şekilde yakalanması gibi.

Bu tür durumlar dava sürecinde çeşitli delillerle desteklenmelidir. Fotoğraflar, video kayıtları, otel kayıtları, sosyal medya içerikleri gibi pek çok farklı delil türü kullanılabilir. Her olayın kendi özelinde değerlendirilmesi ve yargıya sunulan delillerin hukuka uygun olarak toplanmış olması gerekir.

Zina iddialarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi için genellikle alanında uzman bir avukatla çalışmak önemlidir.

Boşanma süreçlerinde deneyimli ve uzman desteği alarak hukuki haklarınızı en iyi şekilde koruyabilirsiniz. Avukat Armağan Dinlenç ve profesyonel ekibi, sürecin her aşamasında yanınızda olmak için hazır. Sorularınızı iletmek veya detaylı bilgi almak için Whatsapp üzerinden ya da doğrudan arayarak 0532 627 40 19 numaralı telefondan bizlere hızla ulaşın.

Zina Davası Ne Kadar Sürer?

Zina nedeniyle açılan boşanma davaları ortalama 3 ila 5 yıla kadar sürebilmektedir. Ancak, her boşanma davası benzersizdir ve bazıları beklenenden daha uzun sürebilir; bu nedenle boşanma süreçlerinin tam olarak ne kadar süreceğini tahmin etmek genellikle mümkün değildir.

Zina sebebiyle açılan boşanma davalarında, dava süreci genellikle delil toplama ve ispat aşamaları nedeniyle zaman alıcıdır. Zina iddiasının kanıtlanması için çeşitli deliller (örneğin, fotoğraf, video, mesajlaşmalar gibi) sunulması gerekmektedir ve bu süreç mahkeme tarafından dikkatlice incelenir​.

Zina nedeniyle açılan boşanma davaları genellikle çekişmeli boşanma davaları kategorisinde değerlendirilir ve bu tür davaların tamamlanması uzun sürebilir. Çekişmeli boşanma davaları, çeşitli istinaf ve temyiz süreçleri dahil olmak üzere ortalama 3 ila 5 yıl arasında sürebilmektedir. Ancak, mahkemenin iş yüküne ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak bu süreç daha kısa ya da daha uzun olabilir.

Çekişmeli boşanma davası hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için buraya tıklayın.

Zina Davası Açma Süresi (Zaman Aşımı) Ne Kadar?

Türkiye’de zina nedeniyle boşanma davası açarken belirli zaman aşımı sürelerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu süreler, zina olayının öğrenilmesi ve gerçekleşme tarihi olmak üzere iki aşamada incelenir:

1- Altı Aylık Hak Düşürücü Süre: Zina olayının fark edildiği tarihten itibaren altı ay içinde dava açılmalıdır. Eğer bu altı aylık süre içerisinde dava açılmazsa, dava açma hakkı zaman aşımına uğrar.

2- Beş Yıllık Hak Düşürücü Süre: Zina olayının yaşandığı tarihten itibaren en fazla beş yıl içerisinde dava açılabilir. Örneğin, zina fiilinin üzerinden 4 yıl 7 ay geçmiş ve bu durum yeni öğrenilmişse, dava açma süreniz kalan 5 aydır. Ancak, zina olayından 5 yıl geçmiş ve yeni öğrenildiyse, artık altı aylık süre de dolmuş olur.

Bu süreler, davanın geçerli olabilmesi için kritik öneme sahiptir. Davanın başlatılması, kanıtların toplanması ve ispat yöntemlerinin belirlenmesi bu zaman dilimleri dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir.

Zina vakasının belirlendiği andan itibaren hızlı davranmak ve gerektiğinde hukuki destek almak, hak düşürücü sürelerin kaçırılmaması için önemlidir.

Geriye Dönük Zina Davası Açılabilir Mi?

Türkiye’de zina nedeniyle boşanma davası açmanın belirli süre sınırları vardır.

  • İlk olarak, zina olayının öğrenilmesinden sonra 6 ay içinde dava açılmalıdır (Hak Düşürücü Süre); bu süre geçirilirse, dava açma hakkı kalıcı olarak kaybolur.
  • İkinci kritik süre ise, zina olayının gerçekleştiği tarihten itibaren başlayan 5 yıllık Üst Süresi‘dir,
  • Zina devam ediyorsa, bu süre zina sonlandığında yeniden hesaplanır.

Bu süreler geçtikten sonra dava açma imkânı sona erer, bu da adil yargılama ve kanıt güncelliğini korumak için esastır.

Zina Davasında Deliller Nelerdir?

Zina davalarında kullanılabilecek deliller çeşitlilik göstermektedir ve bu delillerin mahkemede kabul edilip edilmeyeceği, delillerin nasıl toplandığına ve kanuni çerçevelere uygun olup olmadığına bağlıdır.

İşte zina davasında kullanılabilecek başlıca delil türleri:

  1. Fotoğraf ve Video Kayıtları: Zina eyleminin gerçekleştiğine dair fotoğraf veya video kayıtları, en güçlü deliller arasında yer alır. Ancak, bu tür delillerin yasal yollarla elde edilmiş olması gerekmektedir​.
  2. Elektronik İletişim Kayıtları: Whatsapp, SMS, e-posta gibi elektronik iletişim araçlarındaki yazışmalar da zina davalarında delil olarak kullanılabilir. Özellikle, karşı tarafın zina eylemini kabul ettiği veya eyleme dair detayları paylaştığı mesajlar, mahkeme tarafından değerlendirilebilir.
  3. Sosyal Medya Aktiviteleri: Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, yorumlar ve mesajlaşmalar da zina iddiasını destekleyecek deliller arasında sayılabilir. Bu tür deliller, ilişkinin mahiyeti hakkında fikir vermek için kullanılabilir​.
  4. Tanık Beyanları: Zina iddiası olan olayları gören veya bu olaylar hakkında bilgi sahibi olan tanıkların beyanları, davada önemli bir yere sahiptir. Tanıkların ifadeleri, özellikle ilişkinin doğası ve tarafların birbiriyle olan etkileşimleri hakkında detaylı bilgi verebilir​.
  5. Otel Kayıtları ve Diğer Belgeleme: Otel kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri, harcamalara ilişkin fişler gibi belgeler, zina iddiasının öne sürüldüğü olaylarla ilgili somut bilgiler sağlayabilir. Bu tür belgeler, zina eyleminin gerçekleştiği yer ve zaman hakkında kesin bilgiler sunar​.
  6. Özel Dedektif Raporları: Bazı durumlarda, özel dedektifler tarafından yapılan takipler sonucu elde edilen raporlar da zina davalarında delil olarak kullanılabilir. Ancak, bu tür delillerin toplanma sürecinin yasalara uygun olması şarttır​.

Zina davalarında kullanılan deliller, eylemin mahiyetini ve gerçekleşip gerçekleşmediğini ispatlamak adına mahkeme tarafından dikkatle incelenir. Delillerin her biri, hukuka uygun şekilde toplanmış ve sunulmuş olmalıdır.

Herhangi bir delilin yasal olmayan yollarla elde edilmiş olması, o delilin mahkeme tarafından kabul edilmemesine neden olabilir. Bu yüzden, zina iddiası ile ilgili delil toplama sürecinde hukuki danışmanlık almak büyük önem taşır.

Zina Davası Açmak İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

Zina nedeniyle boşanma davası açmak için gerekli olan belgeler ve koşullar, Türk hukuk sisteminde oldukça açık bir şekilde tanımlanmıştır. İşte bu süreçte ihtiyacınız olacak temel belgeler ve gereklilikler:

Zina davası açmak için gerekli belgeler aşağıdaki gibidir:

  1. Boşanma Dava Dilekçesi: Bu dilekçe, boşanma davasını resmi olarak başlatan belgedir ve boşanma nedenlerinizi açıkça belirtmeniz gerekmektedir. Başarı için iyi bir boşanma avukatı ile hazırlanması çok önemlidir.
  2. Kimlik Belgesi: TC kimlik kartı, pasaport veya ehliyet gibi resmi bir kimlik belgesinin fotokopisi.
  3. Avukat Vekaletnamesi: Davayı bir avukat aracılığıyla açıyorsanız, avukatınıza verdiğiniz vekaletnamenin bir kopyası.
  4. Delil Belgeleri: Zina iddiasını destekleyen deliller, bu deliller fotoğraf, mesajlaşmalar, video kayıtları gibi çeşitli formatlarda olabilir.
  5. Mahkeme Harç ve Masraf Makbuzları: Davanızı açarken ödediğiniz mahkeme harçlarını ve diğer masrafları gösteren makbuzlar.

Bu süreci yönetirken, özellikle zina iddiasını destekleyecek delillerin toplanması ve bu delillerin mahkemeye sunulması önemlidir.

Zina Davasında Otel Kayıtları Önemli Midir?

Evet, zina davalarında otel kayıtları önemli bir delil olabilir ve davanın sonucunu etkileyebilir.

İşte otel kayıtlarının zina davasındaki rolü ve önemi hakkında detaylar:

  1. Delil Olarak Güçlü Kanıt: Otel kayıtları, zina iddiasını destekleyecek somut ve güçlü deliller arasında yer alır. Bu kayıtlar, davalının iddia edilen zina eylemini gerçekleştirdiği tarih ve yer bilgisini doğrulayabilir​.
  2. Zamanlama ve Konum Bilgisi: Otel kayıtları, davalının zina iddiasına konu olan zaman diliminde ve yerde gerçekten bulunup bulunmadığını gösterir. Bu, mahkeme kararında önemli bir faktör olabilir.
  3. Mahkemede Kabul Görme: Yasal olarak elde edilen otel kayıtları, mahkeme tarafından genellikle güvenilir delil olarak kabul edilir. Bu kayıtlar, zina fiilinin gerçekleştiğine dair inandırıcı bir kanıt sağlayabilir​.
  4. Yasal Yollarla Elde Edilme: Otel kayıtlarının yasal yollarla elde edilmiş olması gerekmektedir. Yasadışı yollarla elde edilen kayıtlar, mahkeme tarafından delil olarak kabul edilmeyebilir​.

Otel kayıtları gibi deliller, zina davasında iddiaları desteklemek için kullanılan çeşitli delil türlerinden sadece biridir. Her türlü delilin, dava sürecinde hukuka uygun şekilde toplanmış olması gerektiğini unutmamak önemlidir. Davanın türüne ve karmaşıklığına göre, ilave deliller veya özel durumlar için hukuki danışmanlık almak faydalı olabilir.

Kapsamlı bir şekilde anlattığımız “Boşanma Davasında Otel Kayıtları (2024)” içeriğimize de göz atabilirsiniz.

Boşanma Davası Devam Ederken Zina Suç Mudur?

Türkiye’de boşanma davası devam ederken yaşanan bir zina durumu hukuki açıdan değerlendirildiğinde, zina artık 1996 yılından itibaren Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmamaktadır.

Ancak, boşanma sürecindeki zina, boşanma davası açısından önemli bir husus olabilir ve çekişmeli boşanma davalarında dava delilleri arasında yer alabilir. Suç değilse de kusurdur.

Boşanma Davası Devam Ederken Zina Davası Açılabilir Mi?

Boşanma davası sırasında “zina davası” açma gibi bir durum söz konusu olmasa da, zina iddiaları mevcut boşanma davasında önemli bir yer tutmaktadır ve bu tür iddiaların sonuçları, davanın kapsam ve doğrultusunu belirleyebilir.

Eğer zina ile ilgili bir iddia varsa ve bu konuda daha fazla bilgi veya hukuki destek gerekiyorsa, bir avukatla görüşmek en doğru adım olacaktır.

Eğer hukuki sürecinizde deneyimli bir destek arıyorsanız, Avukat Armağan Dinlenç ve profesyonel ekibiyle doğrudan iletişime geçebilirsiniz. Tüm süreci yönetmek ve hukuki sorularınıza cevaplar bulmak için bize 0532 627 40 19 numaralı telefondan ya da Whatsapp üzerinden kolayca ulaşabilirsiniz. Uzman ekibimiz, sürecinizi en etkin şekilde yöneterek, ihtiyacınız olan hukuki desteği sağlayacaktır.

Boşandıktan Sonra Zina Davası Açılır Mı?

Türkiye’deki mevcut hukuk düzeninde, zina artık 1996 yılından bu yana bir ceza suçu olarak değerlendirilmemektedir.

Bu nedenle, boşandıktan sonra da zina nedeniyle bir “dava” açılması mümkün değildir. Ancak, boşanma sonrası yaşanan olaylar ve bu süreçte gerçekleşebilecek hukuki sorunlar farklı şekillerde ele alınabilir. Boşanmadan sonra tekrar boşanma davası açılması mümkün değildir.

Anlaşmalı Boşanma Sonrası Zina Davası Açılır Mı?

Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, anlaşmalı boşanma tamamlandıktan sonra zina nedeniyle yeni bir dava açılması genellikle mümkün değildir.

Ancak, boşanma kararı alındıktan sonra zina yapan eşin, boşanma davası süresince aldattığı ortaya çıktığı takdirde, bu durum mal paylaşımı ve tazminat miktarları üzerinde etkili olabilir. Örneğin, aldatma durumunun kanıtlanması halinde, hakim aldatan eşin mal paylaşımındaki haklarını azaltabilir ya da tamamen kaldırabilir. Ayrıca, aldatan eşe karşı manevi tazminat davası açılabilir ve bu tazminat, aldatılan eşin maddi ve manevi zararlarının giderilmesine yönelik olabilir.

Son içtihat gereği aldatan eşin sevgilisine tazminat davası açılamaz. Ancak boşanma protokolünde mal rejimi tasfiyesi de yapılmışsa ya da feragat edilmişse artık mal rejimi tasfiye davası da açılamaz ve zinadan da yararlanılamaz.

Çekişmeli Boşanma Sonrası Zina Davası Açılır Mı?

Zina fiilinin boşanma kararından sonra öğrenilmesi durumunda, zina önceden bilinmediği ve boşanma sebebi olarak değerlendirilmediği sürece, yeni bir boşanma davası açılması genellikle mümkün değildir. Önceden bilinmiyorsa ve zina boşanma dava tarihinden önce ise mevcut davada sözlü yargılama aşamasından önce kullanılabilir. Ayrı bir dava açıp birleştirmek de mümkündür.

Bu tür durumlar genellikle tazminat davalarıyla ilgili olarak değerlendirilmekte ve zina yapan eş aleyhine maddi veya manevi tazminat talepleri ile yeni hukuki süreçler başlatılabilmektedir​.

Boşanma Sürecinde Başka İlişki Yaşamak Suç Mudur?

Boşanma davası sürerken başka biriyle görüşmek “suç” olarak tanımlanmasa da hukuki açıdan ciddi sonuçları olabilir ve bu durum boşanma davasının sonuçlarına direkt olarak etki edebilir.

Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, eşler arasındaki sadakat yükümlülüğü, boşanma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Yani, boşanma davası sürerken başka bir ilişki yaşamak, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmek anlamına gelebilir ancak açılmış olan davada ileri sürülemez. Çünkü her dava, açıldığı tarihteki şartlara göre görülür.

Örneğin, eşlerden biri boşanma sürecinde aldatıyorsa ve bu durum diğer eş tarafından öğrenilirse, bu, karşı dava süresi geçmemişse karşı davada; süre geçmişe yeni bir davada yani ikinci bir davada ileri sürülebilir.

Zina Davasında Telefon Kayıtları

Zina davalarında telefon kayıtları, mesajlar veya sosyal medya etkileşimlerinin delil olarak sunulabilmesi için bu bilgilerin yasal yollarla elde edilmiş olması şarttır.

Örneğin, bir kişinin telefon konuşmalarının içeriği doğrudan GSM operatörleri tarafından sağlanamaz çünkü bu tür içeriklere erişim genellikle mahkeme kararı ile sınırlıdır. Sık sık aramaların olduğu hususunun ekstrelerden ispatı mümkünse de bu husus zinaya delalet etmez ama yine de kusur olarak değerlendirilir.

Yasal olmayan yollarla elde edilen deliller, mahkemeler tarafından genellikle kabul edilmemekte ve hukuka aykırı olarak değerlendirilmektedir.

Ses kaydı delil olur mu? detaylı yazımıza da bir göz atabilirsiniz.

Aldatma Sonucu Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Olur?

Genel olarak, evlilik birliği içinde edinilen mallar, yani ortak mallar, taraflar arasında eşit olarak bölüştürülme eğilimindedir. Ancak, zina gibi ağır bir kusur durumunda, hâkim kusurlu tarafın mal paylaşımında daha az pay almasına karar verebilir​. Zina yapanın karşı taraftan alacağında sınırlama yapılır.

Örneğin, aldatan eşin mal paylaşımı hakları, aldatılan eşin lehine olacak şekilde azaltılabilir veya tamamen iptal edilebilir​.

Ancak, mal paylaşımı tamamen hâkimin evlilik koşullarının bireysel analizine göre şekillenmektedir, bu yüzden her durum farklılık gösterebilir​.

Her durumun kendine özgü koşulları olduğu için, aldatma durumunda mal paylaşımı ve tazminat hakları konusunda bir hukuk profesyoneline danışılması en doğru yol olacaktır.

Zina Sebebiyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği

AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI: (Ad, Soyad, TC, Adres)

VEKİLİ: Av. (Ad, Soyad, Sicil no, Adres)

DAVALI: (Ad, Soyad, TC, Adres)

KONU: Zina sebebiyle boşanma kararı verilmesi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR

1- Müvekkilim, davalı ile …/…/…. tarihinde evlenmiştir. Bu evliliklerinden … isimli çocukları olmuştur.

2- Müvekkilim, davalının ….. isimli şahısla otelde sık sık buluştuğunu öğrenmiş ve bu durum resmi kayıtlarla tespit edilebilecektir.

3- Davalının zina yapması sebebiyle artık bir arada yaşamaları mümkün olmayan tarafların boşanmaları için işbu boşanma davasının açılması zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER :4721 s. Kanun m. 161 ve ilgili sair mevzuat.

DELİLLER: Nüfus kaydı, tanık beyanları ve gerektiğinde her türlü hukuki deliller.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklarının velayetinin davacıya verilmesine, müşterek çocuk için aylık …TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. …/…/…

Saygılarımla,

(Tarih)

DAVACI

(Ad, Soyad, İmza)

Unutulmamalıdır ki başarılı bir dava süreci için özelleştirilmiş dilekçe hazırlamak şarttır; dilekçe örnekleri yalnızca temel bir yapı sunar.

Dilekçelerde en kritik unsur, olayların açıklaması ve bu anlatım sırasında kullanılan stratejidir. Her durum benzersizdir ve bireysel bilgi seviyeleri farklılık gösterdiğinden, standart bir örneğin tüm detayları kapsaması beklenemez. Bu nedenle, genel bir şablon yerine, olaya özel detayların eksiksiz bir şekilde ifade edildiği kişiselleştirilmiş dilekçeler yazılmalıdır.

Zina Dayalı Boşanma Davası Yargıtay Kararları

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2008/20278
Karar Numarası: 2010/1423
Karar Tarihi: 01.02.2010

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA

ZİNAYA DELALET EDEN DAVRANIŞLAR

ÖZET:

Davalı-davacı (koca), birleşen boşanma davasını zina sebebine dayandırdıklarını açıklamış, mahkemece de birleşen boşanma davasının bu sebebe dayandığı kabul edilmiştir. Dosyada davacı-davalının zina yaptığına ilişkin yeterli kanıt bulunmamaktadır. Aynı işyerinde çalışan bir başka erkekle telefonla görüşme, mesaj gönderme ve bu kişinin arabasına binmiş olma, zinaya delalet eden davranışlar niteliğinde değildir. Zina sübut bulmamıştır. Açıklanan nedenle davalı-davacnın zina sebebine dayanan boşanma davasının reddi gerekmektedir.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından kocanın boşanma davası, yoksulluk nafakası, tazminatlar, ziynetler ve çehiz eşyaları yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

  1. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalının ziynetlere ilişkin temyiz itirazları yersizdir.
  2. Davalı-davacı (koca) vekili, birleşen boşanma davasını 31.7.2008 tarihli oturumda zina (TMK. m. 161) sebebine dayandırdıklarını açıklamış, mahkemece de birleşen boşanma davasının bu sebebe dayandığı kabul edilmiştir. Dosyada davacı-davalının zina yaptığına ilişkin yeterli kanıt bulunmamaktadır. Aynı işyerinde çalışan bir başka erkekle telefonla görüşme, mesaj gönderme ve bu kişinin arabasına binmiş olma, zinaya delalet eden davranışlar niteliğinde değildir. Zina sübut bulmamıştır. Açıklanan nedenle davalı-davacnın zina sebebine dayanan boşanma davasının reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
  3. Dava konusu yapılan buzdolabı, çamaşır makinesi ve fırınlı ocağın davacı-davalı tarafından evlilik birliğine çehiz olarak getirildiği ve bu eşyaların davacı-davalı kadına ait olduğu, davalı-davacı (koca)’nın babasının evinde kaldığı gerçekleşmiştir. Öyleyse davacı-davalının bu eşyalarla ilgili talebinin kabulü gerekirken reddi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ:

Hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2. bentteki bozma sebebine göre davacı-davalının yoksulluk nafakası ve tazminatlara ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan ve incelenmeyen yönler haricindeki temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.02.2010 (Pzt—–

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 1995/12233

Karar Numarası: 1995/13859

Karar Tarihi: 18.12.1995

ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

EYLEMİN TEMADİ ETMESİ

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN BAŞLANGICI

ÖZET:

Davalının zinasının devamlılık arz ettiği tanıklarca ifade edildiğine göre zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylemden itibaren başlayacağı düşünülmeden olayın tek eylem gibi değerlendirilerek koşulları oluşmuş olmasına rağmen davanın red edilmesi doğru bulunmamıştır.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Zina nedenine dayalı boşanma davalarında altı aylık hak düşürücü sürenin başlangıç süre gelmekte olan (temadi eden) eylemlerde son eylemin bittiği tarihten başlar. Davalının zinasının devamlılık arz ettiği tanıklarca ifade edildiğine göre zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylemden itibaren başlayacağı düşünülmeden olayın tek eylem gibi değerlendirilerek koşulları oluşmuş olmasına rağmen davanın red edilmesi doğru bulunmamıştır. (2.H.D. 4.04.1983 gün 2897/2857; 2.H.D. 14.09.1971 gün 4847/5021; 2.H.D. 31.01.1986 gün 760/908 s. devam eden kararları)

SONUÇ:

Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.12.1995

Zina Yapan Eşe Tazminat Davası Açılabilir Mi?

Evet, zina yapan eşe karşı tazminat davası açılabilir.

Zina yapan eşe karşı tazminat davası açılması mümkün olabilmektedir. Yargıtay kararlarına göre, aldatılan eş, zina yapan eşe karşı manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu, zina eyleminin evlilik birliğine verdiği zarar ve aldatılan kişinin maruz kaldığı manevi zararlar göz önünde bulundurularak değerlendirilir​. Buna karşın aldatan eşin sevgilisine dava açılamaz.

Zina Yapan Eş Boşanma Davası Açabilir Mi?

Evet zina yapan bir eşin boşanma davası açması mümkündür.

Fakat dava zina üzerine kurulamaz ve başka nedenlerle açılmalıdır. Detaylı bilgi ve yasal danışmanlık için bir avukatla görüşmek en doğru yaklaşım olacaktır.

Zina Davası Sicile İşler Mi?

Hayır, Türkiye’de yasal düzenlemeler ve mahkeme kararları ışığında, zina nedeniyle açılan boşanma davalarının sonuçları bireylerin adli siciline işlenmez.

Adli sicil kayıtları, genellikle kişisel bir suç nedeniyle mahkeme tarafından verilmiş hükümleri içerir. Boşanma davaları ise medeni hukuk çerçevesinde değerlendirilir ve adli sicil kaydına dahil edilmez.

Eşini Aldatan Memura Hangi Ceza Verilir?

Eşini aldatan bir memurun karşılaşabileceği cezai durumlar, genellikle disiplin soruşturmalarıyla ilgili prosedürlere tabidir.

Aldatma, Türk Ceza Kanunu’na göre bir suç olmadığı için ceza hukuku çerçevesinde bir yaptırımla karşılaşmaz. Ancak, kamu görevlileri için durum biraz daha farklıdır çünkü onların uyması gereken disiplin kuralları vardır.

Disiplin Soruşturması ve Cezalar: Kamu görevlileri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre yargılanır. Bu kanunun 125. maddesi, memurların uyması gereken disiplin kurallarını belirler ve bu kurallara aykırı davranışlarda bulunanlar için çeşitli disiplin cezaları öngörür​.

Disiplin cezaları arasında en hafifi “uyarma” cezasıdır. Daha ağır cezalar arasında ise “kınama”, “aylıktan kesme”, “kademe ilerlemesinin durdurulması” ve en ağırı olan “memuriyetten çıkarma” bulunur​​. Hangi fiilin hangi cezayı gerektireceği, yapılan disiplin soruşturmasının sonuçlarına bağlıdır.

Özel Durumlar: Eğer memurun eşiyle olan ilişkisindeki aldatma fiili, kamu hizmetlerindeki itibarını veya güven duygusunu sarsacak nitelikte ise, bu durum kademe ilerlemesinin durdurulması gibi daha ciddi bir disiplin cezasını gerektirebilir. Bu tür bir değerlendirme, disiplin amirleri ve ilgili kurullar tarafından yapılır ve memura savunma hakkı tanınır.

Yazar

Av. Armağan Dinlenç

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.