Boşanmış Baba Kaç Yaşında Çocuğu Yatılı Alabilir? (2024)

Boşanma ve Mal Rejimi

Türk mevzuatı, çocuğun yaşını tek başına yatılı olarak baba yanında kalma süresini belirleyen unsur olarak görmez. Ancak, uzmanlar çocuk psikolojisi açısından şu dönemleri yatılı kalma açısından değerlendirmektedir

  • 0-3 Yaş Aralığı: Bu yaş grubundaki çocukların anneye olan bağımlılığı oldukça yüksektir. Yargıtay’ın içtihatlarına göre, 0-3 yaşındaki çocuğun annelerinin bakım ve şefkatine daha çok ihtiyaç duydukları kabul edilir. Bu nedenle, bu yaş grubundaki çocukların babalarıyla yatılı olarak görüşmesi genellikle sınırlıdır. Haftalık yerine 15 günde bir görüşme düzenlemesi önerilir. Bu düzenleme, çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminin olumsuz etkilenmemesi amacıyla yapılmaktadır.
  • 3-5 Yaş Aralığı: Çocuğun yaşı ilerledikçe baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki daha esnek hale gelir. 3-4-5 yaşındaki çocuklar, sosyal çevreye adapte olmaya başlar ve anneye olan bağımlılık azalır. Bu dönemde, mahkemelerin çocuğun menfaatini gözeterek vereceği kararlara bağlı olarak, yatılı kişisel ilişki kurulmasına izin verilebilir. Ancak, mahkemeler her durumu ayrı ayrı değerlendirir ve sosyal hizmet uzmanlarının raporlarına göre karar verir.
  • 5 Yaş ve Üstü: 5 yaş ve üzerindeki çocuklar, eğitim hayatının başlamasıyla birlikte anneye olan bağımlılıklarını daha da azaltır. Bu dönemde, normal şartlarda çocuğun hem gündüzlü hem de yatılı olarak baba ile kişisel ilişki kurması mümkündür. Mahkemeler, çocuğun psikolojik durumu, sosyal çevresi ve her iki ebeveynin çocuğun bakımını karşılama yeteneği gibi unsurları değerlendirerek karar verir.

SONUÇ

Boşanmış babaların çocuklarını yatılı olarak alabilmesi, çocuğun yaşına ve mahkeme kararlarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Çocuğun menfaati her zaman öncelikli olup, mahkemeler her durumu ayrı ayrı değerlendirir ve sosyal hizmet uzmanlarının raporlarına göre karar verir. Bu süreçte çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminin olumsuz etkilenmemesi en önemli faktördür.

Velayeti Annede Olan Çocuğun Babada Kalması Mümkün Müdür?

Evet, velayeti annede olan çocuğun babada kalması mümkündür ancak çocuğun yaşı ve koşullar önemli rol oynar .

Anne velayet sahibi olsa da baba yine çocuğuyla kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Bu hak kapsamında çocuğun babada yatılı kalması da mahkeme kararıyla sağlanabilir. Ancak, mahkeme karar verirken çocuğun üstün yararı her zaman önceliklidir. Bu nedenle özellikle 0, 1, 2, 3 yaşındaki çocuklar anneye daha bağımlı olduğundan yatılı kalma uygulaması genellikle önerilmez.

Yine de 3 yaş üstü çocuklar için mahkeme takdirine bağlı olarak belli sürelerle yatılı kişisel ilişki kurulmasına izin verilebilir. Bu karar verilirken çocuğun yaşı yanında psikolojik durumu, eğitimi ve her iki ebeveynin çocuğun bakımını karşılama yeteneği gibi faktörler de değerlendirilir.

Velayeti Annede Olan Çocuğu Baba Şehir Dışına Çıkarabilir Mi?

Evet, velayette annede olan bir çocuğun babası tarafından şehir dışına çıkarılması mümkündür.

Velayeti olan da olmayan da çocuğu mahkeme kararına aykırı olmamak kaydı ile şehir dışına çıkarabilir. Önemli olan kararda yazan sürede teslim edilmesidir.

Velayeti Annede Olan Çocuğu Baba Yurt Dışına Çıkarabilir Mi?

Hayır, velayet sahibi olmayan anne ya da baba çocuğu yurt dışına çıkaramaz. Velayet sahibi ise çıkarabilir.

Eğer yabancı ülkenin mevzuatında hem anne hem baba izni gerekiyorsa ya da yetkili makamlarca fiilen engelleme söz konusu ise o zaman bu durum ispatlanarak mahkemeden karar alınabilir. Diğer tarafın noterden izin (muvafakatname) vermesi halinde ise davaya gerek yoktur.

Yargıtay Kararları

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/11374

Karar Numarası: 2015/12897

Karar Tarihi: 17.06.2015

VELAYETİN DÜZENLENMESİ DAVASI

ÇOCUĞUN VELAYETİ ANNEDE OLUP BABANIN OLURU OLMAKSIZIN ÇOCUĞUN GÖTÜRÜLECEĞİ ÜLKE MAKAMLARININ GİRİŞ VİZESİ VERMEDİĞİNE İLİŞKİN BİR BELGENİN SUNULMAMIŞ OLMASINA GÖRE İSTEĞİN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

ÖZETİ: Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortak çocuğu yurt dışına çıkarmasının boşandığı eşinin muvafakatına bağlı bulunmadığı gibi çocuğun velayeti annede olup, babanın “oluru” olmaksızın çocuğun götürüleceği ülke makamlarının “giriş vizesi” vermediğine ilişkin bir belgenin sunulmamış olmasına göre, isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Tarafar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davalı tarafından yurt dışı gezilerinde baba izninin aranmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortak çocuğu yurt dışına çıkarmasının boşandığı eşinin muvafakatına bağlı bulunmadığı gibi çocuğun velayeti annede olup, babanın “oluru” olmaksızın çocuğun götürüleceği ülke makamlarının “giriş vizesi” vermediğine ilişkin bir belgenin sunulmamış olmasına göre, isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.06.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2023/694

Karar Numarası: 2023/2329

Karar Tarihi: 10.05.2023

SAYISI : 2022/1257 E., 2022/1754 K.

DAVA TARİHİ : 13.09.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/931 E., 2022/138 K.

Tarafar arasındaki velâyet hakkı sahibi anneye ortak çocuğun yurtdışına çıkış izni verilmesi ve babanın muvafakatinin aranmaması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafarın boşanmış olduklarını, bu evlilikten 2 ortak çocukları bulunduğunu, çocukların velâyetinin anneye verildiğini, müvekkilinin Fransa’da oturumu olduğunu, aynı hakka çocukların da sahip olduğunu, müvekkilinin çocukların Fransızca dilini öğrenmeleri için 1 yıl süreyle Fransa’ya ortak çocuklarla gitmek istediğini ancak davalının bu duruma muvafakati olmadığını iddia ederek çocukların yurt dışına çıkabilme izni verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız beyanlarını kabul etmediklerini, çocuklar ile müvekkil ve ailesinin görüşmelerinin davacı tarafından engellendiğini, çocukların yurt dışına çıkmalarının faydalı olmak yerine aksine zararlı olacağını, eğitimlerinin aksayacağını savunarak ve iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; tarafarın Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesinin 10.07.2020 tarih ve 2019/1055 Esas, 2020/308 Karar sayılı ilamına boşanmış oldukları, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verildiği, kararın 25.09.2020 tarihinde kesinleştiği; her ne kadar davacı anne Fransa’ya yerleşmek üzere ortak çocuklarını yurt dışına çıkarmak için izin talep etmişse de; mahkememizce dinlenen davalı tanıklarının beyanlarından mevcut durumda bile ortak çocukların davalı babaları ile görüşme hususunda sıkıntılar yaşadığı, ortak çocukların yurt dışına yerleşmeleri halinde davalı babaları ile kişisel ilişkilerinin tamamen ortadan kalkması ihtimalinin bulunduğu, bu durumun yukarıda açıklanan çerçevede çocukların yüksek yararına aykırı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğini belirterek; kararın tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, anne ve çocukların oturum hakkına sahip oldukları yurt dışına dil eğitimi için velâyeti annede olan çocukların yurt dışına çıkışının babanın rızasına bağlı kılınmasının ve babanın muvafakat vermemesinin, annenin ve çocukların seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ve annenin velâyet hakkını kullanamaması neticesini doğuracağı, dolayısıyla annenin bu yönde hakimin müdahalesini isteyerek talepte bulunmasında hukuki yararının bulunduğu; toplanılan delillerden de, her ne kadar çocukların yurt dışına çıkışı için velâyet hakkına sahip olmayan babanın muvafakatinin arandığına ilişkin fiili durumun mevcut olduğuna dair dosya kapsamında araştırma yapılmamış ise de, gemi kaptanı olduğu ve

… süreli ülke dışında çalıştığı anlaşılan davalı babanın bu isteğe karşı çıkmasında haklı neden olarak öne sürdüğü annenin kişisel ilişkiyi engellediği hususu sunulan delillerle somut bir şekilde ispat edilmediği, eldeki davada esas alınması gereken çocukların bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararın da gözetilmesi gerektiği, anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınacağı, bu açıklamalar ışığında, hakimin tarafar arasındaki uyuşmazlığın çözümünden kaçınamayacağına ilişkin ilke ve esaslar da nazara alınarak, İlk Derece Mahkemesince, velâyet hakkının doğal sonucu olarak annenin bu hakkı kullanabileceği belirtilerek davanın reddine ilişkin verilen kararın isabetli görülmediği, esas alınması gereken küçüklerin … yararları, annenin velâyet hakkı ile Anayasal güvence altına alınan seyahat özgürlüğü gereği davacının istinaf talebi ve gösterilen istinaf nedenleri yerinde görülerek talebin kabulü ile karar tümden kaldırılarak davanın kabulü ile velâyeti anneye ait bulunan tarafarın ortak çocuklarının yurt dışına çıkışlarında davalı babanın muvafakatının aranmamasına, velâyet hakkı sahibi annenin bu yetkiye haiz olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; velâyet hakkı sahibi anneye ortak çocuğun yurtdışına çıkış izni verilmesi ve babanın muvafakatinin aranmaması davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 182 … maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Dava, velâyet hakkına sahip anneye, ortak çocukların yurt dışına çıkışı için izin verilmesi ve babanın muvafakatının aranmaması istemine ilişkindir. Ortak çocukların velâyetinin annede bulunması ve çocukalrın yasal temsilcisinin anne olması karşısında velâyet hakkının niteliği gereği annenin ortak çocukları yurt dışına götürme yetkisi bulunmaktadır. O halde küçüklerin yurt dışına çıkışı için izin verilmesi ve babanın muvafakatının aranmamasına yönelik olarak dava açılmasında davacı annenin hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereğince davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi … görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yazar

Av. Armağan Dinlenç

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.