İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası) Nedir?

Boşanma ve Mal Rejimi

İştirak nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi kapsamında düzenlenen ve boşanma veya ayrılık durumunda çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderlere mali gücü oranında katılmasını sağlayan nafaka türüdür. 

Türk Medeni Kanunu’nun 327. maddesine göre “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” Bu nafaka, boşanma veya ayrılık davasının sonucunda müşterek çocuğun velayetini alan eşe, çocuğun giderlerine katılmak amacıyla diğer eş tarafından verilen bir nafaka türüdür.

İştirak nafakasının temel amacı, çocuğun maddi ihtiyaçlarını karşılamak ve hayat standardını aile bütünlüğü bozulmadan önceki seviyede tutmaya çalışmaktır. Böylece çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilmiş olur. 

Kimler İştirak Nafakasını Talep Edebilir?

İştirak nafakasını talep edebilecek kişiler şunlardır:

  1. Müşterek çocuğun velayeti veya geçici velayeti kendisine bırakılmış olan ve fiilen çocuğun masraflarını karşılamakta olan anne veya babası.
  2. Çocuğun bakımını üstlenmiş olan vasi veya kayyum.

Önemli bir husus olarak boşanma halinde iştirak nafakasının tarafların birbirlerine karşı kusur durumuyla ilgili olmamasıdır. Bu nedenle eşini aldatan kadın veya adam bile boşanmayla birlikte müşterek çocuğun velayetini almışsa, diğer eşten iştirak nafakası almaya hak kazanabilir.

İştirak Nafakası Ne Zamana Kadar Talep Edilebilir? (İştirak Nafakasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre)

İştirak nafakası, çocuğun üstün yararını ilgilendirdiği ve kamu düzenine ilişkin olduğu için herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımına tabi değildir. Çocuk ergin olana kadar (18 yaşını doldurana kadar) açılacak bir nafaka davasıyla talep edilebilir.

Mahkeme tarafından iştirak nafakasına hükmedilmiş olmakla birlikte tahsil edilmeyerek birikmiş olan iştirak nafakası borcu ise 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar ve eksik borç halinde gelir. Bu süre hak düşürücü süre değil, zamanaşımı süresidir ve dolayısıyla re’sen (kendiliğinden) dikkate alınmaz. Nafaka yükümlüsü tarafından def’i olarak ileri sürülmesi gerekir.

Çocuk Nafakası (İştirak Nafakası) Nasıl Talep Edilir?

İştirak nafakası, boşanma davası veya babalık davası gibi davalarla birlikte talep edilebileceği gibi çocuğun ergin olduğu ana kadar ayrıca açılacak olan nafaka davası ile de talep edilebilir. 

İştirak nafakasının nasıl talep edileceği konusunda üç farklı yol bulunmaktadır:

  1. İştirak Nafakasının Boşanma Davasında Talep Edilmesi: İştirak nafakası hem çekişmeli hem de anlaşmalı boşanma davasında talep edilebilmektedir.
  • Çekişmeli Boşanmada İştirak Nafakası: Çekişmeli boşanma davasında iştirak nafakası, müşterek çocuğun velayetini almaya hak kazanan eş lehine hükme bağlanır. Bu nedenle çekişmeli boşanma davasında iştirak nafakası talebinde bulunan taraf ayrıca müşterek çocuğun velayetinin de kendisine bırakılmasını talep etmiş ve velayete hak kazanmış olmalıdır.
  • Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası: Anlaşmalı boşanma davasında taraflar boşanma ile boşanmanın ferileri (velayet, nafaka ve tazminat), ziynet eşyaları, ev eşyalarının paylaşımı, evlilik mallarının paylaşımı gibi hususlar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Bu hususlara ilişkin olarak anlaşmaya varan taraflar aralarında bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyip mahkemeye sunarlar.
  1. İştirak Nafakasının Boşanmadan Sonra Talep Edilmesi: İştirak nafakası, boşanma davasında hüküm kurulması ve bu hükmün kesinleşmesinden sonra da talep edilebilir. Çekişmeli boşanma davasında iştirak nafakası talep edilmemiş olsa dahi hakim tarafından iştirak nafakasına hükmedilebilmesi mümkündür.
  2. İştirak Nafakasının Babalık Davası ile Birlikte Talep Edilmesi: İştirak nafakası, çocuk ile arasında soybağı bulunmayan biyolojik babadan da talep edilebilir. Ancak bunun için babalık davasının açılması ve soybağı ilişkisinin kurulması gerekmektedir. Açılacak olan babalık davasında kurulacak olan hüküm ile birlikte iştirak nafakasına da hükmedilmesi talep edilebilir.

İştirak Nafakası Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İştirak nafakası davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, asliye hukuk mahkemeleri bu davalara aile mahkemesi sıfatıyla bakabilir.

İştirak nafakası davalarında yetkili mahkemenin belirlenmesi davanın türüne göre değişiklik gösterir:

  1. İştirak nafakası boşanma davası ile birlikte talep ediliyorsa, açılacak olan boşanma davasını incelemeye yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanununun 168. maddesi gereğince eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya davadan önce eşlerin son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
  2. Boşanmadan sonra açılacak olan iştirak nafakası davalarında ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

Bu yetkili mahkeme düzenlemeleri nafaka davalarının daha kolay ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla belirlenmiştir.

Çocuk Nafakasının Miktarı Nasıl Hesaplanır? (İştirak Nafakası Nasıl Belirlenir?)

İştirak nafakası miktarı belirlenirken,Türk Medeni Kanunu’nun 330. maddesi ve emsal kararlar uyarınca, nafaka alacaklısı ve nafaka yükümlüsünün sosyo-ekonomik ve kültürel koşulları, refah ve eğitim düzeyleri, müşterek çocuğun bakım, eğitim ve gözetim giderleri ile çocuğun kendi gelirleri ve güncel ekonomik koşullar gibi birçok husus dikkate alınır. Böylece mümkün olabildiğince somut ve objektif bir karara varılmaya çalışılır.

Türk Medeni Kanunu’nun 330. maddesine göre: “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.”

2025 yılı için uygulamada genellikle nafaka yükümlüsünün aylık gelirlerinin %10-25’i arasında bir nafaka miktarına hükmedilmektedir. Enflasyon artışları ve ekonomik değişimler dikkate alındığında çocuk başına asgari iştirak nafakası miktarı, güncel ekonomik koşullar ve çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda mahkemeler tarafından belirlenmektedir.

İştirak Nafakası Miktarının Artırılması veya Azaltılması Mümkün Mü?

Evet, iştirak nafakası miktarının değişen koşullara uyarlanması, artırılması veya azaltılması mümkündür. 

Bunun için iştirak nafakasına hükmeden hakim, aynı zamanda iştirak nafakasının her sene hangi oranda artacağına hükmedebilir veya iştirak nafakasına hükmedildikten ve bu karar kesinleştikten sonra taraflarca iştirak nafakasının değişen durum ve koşullara uyarlanması talep edilebilir. İştirak nafakası artış oranı Türk Medeni Kanunu’nun 330/3. ve 331. maddelerinde açıkça düzenlenmiştir.

İştirak Nafakası Dava Dilekçesi Örneği

Her hukuki uyuşmazlık kendi özel koşulları ve detayları çerçevesinde değerlendirilmelidir. 

Genel veya şablon niteliğinde dilekçeler üzerinden dava açılması, kişiye özgü hukuki durumların göz ardı edilmesine ve telafisi güç hak kayıplarına yol açabilir. Bu sebeple sitemizde dilekçe örneği ya da şablon dava dilekçesi paylaşılmamaktadır.

Tarafınıza en uygun ve doğru hukuki yolun belirlenmesi adına alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanızı önemle tavsiye ederiz. Size en doğru hukuki çözümü sunabilmemiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası) Ödenmezse Ne Olur?

Mahkeme kararı ile hükme bağlanan ve kesinleşen iştirak nafakasının ödenmemesi durumunda nafaka alacaklısı tarafından aşağıdaki hukuki yollar izlenebilir:

  1. İlamlı İcra Takibi: Nafaka alacaklısı tarafından ilamlı icra takibi başlatılabilir. İştirak nafakasına ilişkin hüküm kesinleştikten sonra, alacaklı taraf doğrudan icra dairesine başvurarak icra takibi başlatabilir.
  2. Haciz İşlemi: Nafaka yükümlüsünün taşınır ve taşınmaz malları ile maaşına haciz konulabilir. Güncel nafaka alacakları, hacizde birinci sırada işlem gören alacaklardan sayılmaktadır.
  3. Tazyik Hapsi: İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca, nafaka alacaklısının şikayeti üzerine, takipten sonuç alınamaması durumunda nafaka yükümlüsünün 3 (üç) aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılması için şikayette bulunulabilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse borçlu tahliye edilir.

İştirak Nafakasına İlişkin Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2024/1805 K. 2024/2930 T. 29.04.2024

Daire: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 

Esas No: 2024/1805

Karar No: 2024/2930

Karar Tarih: 29.04.2024

Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacının diğer, davalının tüm istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … isimli çocuğunun babasının davalı olduğunu, davacının çocuğu küçük olduğu için çalışmadığını ve babasının da çocuk için ekonomik yardımda bulunmadığından zorlandığını iddia ederek küçük …’nun babasının davalı … olduğunun tespitine, davacının doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonrası 6’şar haftalık geçim giderleri gebelik ve doğum sebebiyle oluşan diğer giderleri için 20.000,00 TL maddî tazminata, ortak çocuk yararına aylık 5.000,000TL tedbir-iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından gerekli tespitlerin yapılmasını, davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu nafaka ve tazminat taleplerini kabul etmediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

  1. İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli kararı ile davanın kabulü ile küçük …’nun babasının davalı … olduğunun tespitine, küçük … yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, doğum gideri olarak 3.074,40 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, nafaka ve tazminatın miktarı; davalı vekili ise tazminat ve nafaka talebi ile reddedilen tazminat miktarı üzerinden taraflarına vekâlet ücreti verilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/568 Esas ve 2021/1111 Karar sayılı ilamı ile davacı tarafça sunulan dava dilekçesinin, Cumhuriyet Savcısına usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği gibi hazineye de tebligat yapılmayıp müzekkere yazıldığı, davacı kadın vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’e ait vekâletnamelerin genel vekâletname olduğu, babalığın hükmen tespiti davası ile ilgili özel yetkiyi içermediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
  2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp raporu ile sabit olduğu üzere davalının küçüğün babası olduğu, davalının çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması gerektiği, doğum öncesi ve sonrası 6’şar haftalık geçim giderleri ve ve doğum sebebiyle oluşan diğer giderleri içeren maddî tazminatının miktarının 3.074,40 TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne küçük …’nun babasının davalı … olduğunun tespitine, küçük … yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, doğum gideri olarak 3.074,40 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

  1. Davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iştirak nafakası ve tazminatın miktarına, faiz istemi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
  2. Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iştirak nafakasının miktarı, tazminat, davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyet kendisine tevdi edilmeyen tarafın, ekonomik imkanları ölçüsünde ortak çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlü oldukları, nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirlerinin de göz önünde bulunduracağı, evlilik dışı doğan çocuğun velâyeti anaya ait ise de babanın da çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması zorunlu olduğu, Mahkemece ana ve babanın sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, küçüğün ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile paranın satın alma gücü göz önüne alındığında; mahkemece hükmolunan iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi’nin iştirak nafakasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ortak çocuk … için babalık kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; nafaka, tazminat ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinde düzenlenen tazminata esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, tazminata ve çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, babalık davasının ferisi niteliğindeki taleplerin kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi halinde ret-kabul oranına göre yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 327 nci, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi’nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi’nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

  • Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
  • Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
  • Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sıkça Sorulan Sorular

İştirak (çocuk) nafakası hakkında en çok merak edilen soruları sizin için yanıtladık.

Çocuk nafakası için talep zorunlu mudur?

Evet, çocuk için nafaka (iştirak nafakası) talebinde bulunmak genellikle zorunludur. 

Ancak çocuğun üstün yararı ilkesi gereği hakim re’sen de karar verebilir. Boşanma davası sırasında talep edilmemişse, daha sonra ayrı bir dava ile de talep edilebilir. 

Çocuk için nafaka (iştirak nafakası) maaşın yüzde kaçı olur?

2025 yılı itibariyle iştirak nafakası genellikle nafaka yükümlüsünün aylık gelirinin %15-30’u arasında belirlenmektedir. 

Bu oran güncel ekonomik koşullar, enflasyon ve çocuğun artan ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yükselmiştir. Her somut olayda çocuğun yaşı, eğitim durumu ve özel ihtiyaçları dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir.

İştirak nafakası her yıl ne kadar artar?

İştirak nafakası genellikle ve kararda belirtilmişse her yıl TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında artar. 

Hakim kararında belirtilmişse nafaka kararında öngörülen artış oranı uygulanır. Kararda artış oranı belirtilmemişse, değişen koşullar nedeniyle nafaka miktarının artırılması için ayrı bir dava açılması gerekir.

Başkasıyla evlenen kadın iştirak nafakası almaya devam eder mi?

Evet, başkasıyla evlenen kadın iştirak nafakası almaya devam eder. 

Yoksulluk nafakasından farklı olarak, iştirak nafakası çocuğun giderlerine katkı sağlamak amacıyla verildiğinden nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi nafakanın devamına engel değildir. Çocuğun babası, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katkı sağlama yükümlülüğünü sürdürür.

İştirak nafakası ne zaman sona erer?

İştirak nafakası, çocuğun 18 yaşını doldurması (ergin olması), çocuğun veya nafaka yükümlüsünün ölümü veya mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılması hallerinde sona erer. 

18 yaşından önce evlenen çocuk da kanun gereği ergin sayılır ve iştirak nafakası sona erer.

İştirak nafakasının kaldırılması davayla mı olur?

Hayır, iştirak nafakası, çocuğun ergin olmasıyla kanun gereği kendiliğinden sona erer. 

Bu nedenle, nafakanın kaldırılması için ayrıca bir dava açılmasına genellikle gerek yoktur; bu yönde açılan davalarda hukuki yarar bulunmadığı kabul edilebilir.

20 bin TL alan ne kadar nafaka verir?

2025 yılında aylık 20.000 TL geliri olan bir kişi genellikle 3.000 TL ile 6.000 TL arasında iştirak nafakası öder. 

Güncel ekonomik koşullar ve enflasyon nedeniyle nafaka miktarları artış göstermiştir. Somut duruma göre, çocuğun eğitim seviyesi, yaşı ve özel ihtiyaçları dikkate alınarak bu miktar değişebilir.

30.000 TL maaş alan ne kadar nafaka verir?

2025 yılında aylık 30.000 TL geliri olan bir kişi genellikle 4.500 TL ile 9.000 TL arasında iştirak nafakası öder. 

Ekonomik koşulların değişmesi ve çocuk bakım maliyetlerinin artması nedeniyle nafaka oranları yükselmiştir. Çocuğun yaşı, eğitim durumu ve her iki ebeveynin ekonomik güçlerine göre hakim tarafından belirlenecek miktar değişiklik gösterebilir.

İştirak nafakası 18 yaşından sonra devam eder mi?

Hayır, iştirak nafakası kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurması ile sona erer. 

Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, bu durumda doğrudan çocuğun kendisi tarafından yardım nafakası talep edilebilir. 

İştirak nafakası geriye dönük istenebilir mi?

Hayır, iştirak nafakası geriye dönük olarak istenemez, dava tarihinden itibaren hüküm altına alınır. 

Yargıtay kararlarına göre, iştirak nafakası kanundan doğan bir alacağın belirlenmesi niteliğinde olduğundan nafakaya dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Geriye dönük iştirak nafakası talep edilemez.

İştirak nafakası yardım nafakasına dönüşür mü?

Hayır, iştirak nafakası doğrudan yardım nafakasına dönüşmez. 

İştirak nafakası çocuğun ergin olmasıyla sona erer. Ergin olan çocuk, eğitimi devam ediyorsa veya kendi geçimini sağlayamıyorsa, bizzat kendisi anne ve babasına karşı yardım nafakası davası açabilir. Bu yeni bir dava türüdür.

İştirak nafakası kesinleşmeden icraya konulabilir mi?

Hayır, iştirak nafakası kararı kesinleşmeden icraya konulamaz. 

Ancak boşanma davası sırasında verilen tedbir nafakası kararları kesinleşmesi beklenmeden icraya konulabilir. İştirak nafakası kararının kesinleşmesinden sonra ilamlı icra takibi başlatılabilir.

İştirak nafakası arabuluculuğa elverişli mi?

Hayır, iştirak nafakası arabuluculuğa elverişli değildir. 

İştirak nafakası çocuğun üstün yararını ilgilendiren ve kamu düzenine ilişkin bir konu olduğundan, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir alandır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk kapsamında değerlendirilmez.

Yorum yapın