Hamileyken Boşanmak (Tüm Süreç)

Boşanma ve Mal Rejimi

Hamileyken boşanmak, birçok kadının karşılaştığı zorlu bir durumdur. Bu süreç hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık olabilir. Hamilelik döneminde boşanma kararı alan çiftler, çocuğun geleceği, maddi konular ve yasal prosedürler hakkında birçok soruyla karşı karşıya kalırlar. 

Bu yazıda, hamileyken boşanmanın hukuki boyutlarını, İslam hukukundaki yerini, hamile kadının haklarını ve doğmamış çocuğun durumunu detaylı bir şekilde ele aldık.

Hamileyken Boşanma Olur Mu?

Evet, hamileyken boşanmak hukuki açıdan mümkündür ve hamilelik durumu boşanma davasının açılmasına engel teşkil etmez. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliğinin kurulduğu andan itibaren boşanma davası her zaman açılabilir.

Özellikle hamilelik döneminde sıkça karşılaşılan boşanma nedenleri arasında aldatma, fiziksel ve psikolojik şiddet, ekonomik şiddet ve evin terk edilmesi sayılabilir. Bu gibi durumlarda, hamile kadın veya eşlerden biri boşanma davası açabilir. Ancak, hamilelik durumunda boşanma sürecinin hem anne adayı hem de doğmamış çocuk için hassas bir dönem olduğu unutulmamalıdır.

Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir: Boşanmada Kusur Sayılan Haller

İslam’da Hamileyken Boşanma

İslam hukukuna göre, hamile bir kadın boşandığında iddet süresi doğum yapana kadar devam eder. İddet süresi, boşanmanın gerçekleştiği tarihten itibaren başlar ve kadının evlilik dışı bir ilişkiden hamile olmadığının teyit edilmesi amacıyla beklenmesi gereken dönemi ifade eder. 

İslam hukukunda, boşanma sonrasında çocuğun bakımı ve nafakası önemli bir konudur. Babanın, çocuğun doğumu sonrasında nafaka ve bakım sorumluluğu devam eder. Ayrıca, hamile bir kadının boşanması durumunda, kadının hakları da korunur. 

Örneğin, kadın iddet süresince maddi destek almaya hak kazanır ve bu süre zarfında eşi tarafından bakılması gerekir. İslam hukukunda boşanma işlemleri, dini kurallar ve adil davranış ilkeleri çerçevesinde yürütülür, toplumun yapısı ve çocuğun geleceği bu süreçte önemli faktörler olarak değerlendirilir.

Dinen Hamileyken Boşanma Olur Mu?

Evet, İslam hukukuna göre hamileyken boşanmak mümkündür. Sadece dikkat edilmesi gereken doğum yapana kadar olan iddet süresi vardır.

Hamileyken Boşanma Nasıl Olur?

Hamileyken boşanma süreci, normal boşanma sürecine benzer şekilde işler, ancak bazı özel durumlar göz önünde bulundurulur. 

İlk adım olarak, boşanmak isteyen taraf yerel mahkemeye başvurarak boşanma dilekçesini verir ve süreci başlatır. Türkiye’de, hamilelik durumunda boşanma sürecinde, mahkeme çocuğun velayeti ve nafaka gibi konuları netleştirmek isteyebileceğinden, bazen istisnai olarak bebeğin doğumunun beklenmesi gerekebilir.

Boşanma davası, çekişmeli veya anlaşmalı olarak açmak gerekir. Eğer evlilik en az bir yıl sürmüşse, çiftler anlaşmalı boşanma yolunu seçebilirler. 

Hamilelik durumunda boşanma sürecinde, annenin sağlık durumu ve bebeğin refahı öncelikli olarak değerlendirilir. Ayrıca, bu süreçte hem hukuki hem de duygusal destek almak önemlidir. Bir avukattan hukuki destek almanın yanı sıra, psikolojik danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak da süreci daha sağlıklı yönetmeye yardımcı olabilir.

Boşanmada Hamile Kadının Hakları Nelerdir?

Hamile bir kadının boşanma davasında sahip olduğu haklar geniş kapsamlıdır ve hem kendisinin hem de doğacak çocuğunun korunmasını amaçlamaktadır. Bu haklar aşağıda detaylandırılmıştır:

  • Tedbir Nafakası Talebi: Hamile kadınlar boşanma sürecinde tedbir nafakası talep edebilirler. Bu nafaka, boşanma davası süresince kadının ve çocuğun yaşam giderlerini karşılamak için ödenir ve dava sonuçlanana kadar devam eder.
  • İştirak Nafakası: Müşterek çocukların velayeti kadına verilmişse, iştirak nafakası talep edilebilir. Bu nafaka, çocuğun eğitim, sağlık ve genel bakım masraflarını karşılamak üzere babadan alınır.
  • Doğacak Çocuğun Velayeti: Hamile kadının doğacak çocuğun velayetini talep etme hakkı vardır. Çocuğun yüksek yararı gözetilerek, velayet kararı mahkeme tarafından verilir.
  • Ortak Konutun Tahsisi: Kadın, boşanma davası sırasında ortak konutun kendisine tahsis edilmesini ve bu konuta aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir. Bu hak, kadının ve çocuğun boşanma sonrasında da güvenli bir yaşam alanına sahip olmasını sağlar. Ancak bu kararın verilmesi taraflar arasında bir adaletsizlik doğurmamalıdır. Ev kiralarının çok yüksek olduğu günümüzde konutun kadına tahsisi halinde kocanın hali de kanaatimce düşünülmelidir. Konutun erkeğe tahsisi de talep edilebilir. Özellikle çocuk varsa ve velayeti anneye verilmişse anneye tahsisisi ihtimali daha yüksek olabilir.
  • Boşanan Kadın için Maddi Tazminat: Boşanma davasında boşanma kararı verilirse bu karar ile birlikte kusursuz ya da daha az kusuru olan taraf lehine, kusurlu olan taraf aleyhine maddi tazminata hükmedebilir.
  • Boşanan Kadın için Manevi Tazminat: Boşanma davasında boşanma kararı verilirse bu karar ile birlikte kusursuz ya da daha az kusuru olan taraf lehine, kurulu olan taraf aleyhine manevi tazminata hükmedebilir. 
  • Yoksulluk Nafakası: Boşanma davası sonuçlandığında, kusuru daha ağır olan taraftan kadının yoksulluk nafakası alma hakkı bulunmaktadır. Bu nafaka, kadının boşanma sonrası yoksulluğa düşmesini engellemek için verilir. Kadının daha az kusurlu veya kusursuz olması hatta eşit kusurlu olması şartıyla talep edilebilir. Son zamanlarda bu nafakanın ömür boyu değil de belli bir süre için aylık ödemeler halinde ya da belirli bir süre karşılığı toptan olarak verildiğini görmekteyiz. Kanaatimizce 10 yıl kıdemli bir işçinin bile 10 yıllık tazminatını verip işten çıkarılabildiği bir dünyada özellikle de birkaç ay evli kaldı diye ölene ya da yeni bir evlilik yapana kadar nafaka bağlanması kadın hakları bakımından da kadınların aleyhine bir durum doğurmaktadır. Kadınları, erkeklerle evlenip hayat boyu sırtını boşanmış olduğu bir erkeğe yaslayan nahoş ve fırsatçı bir duruma sokmaktadır. Sadece almakta olduğu nafakayı kaybetmemek için evlilik dışı birliktelik yaşayan ve bu nedenle evlenmekten imtina eden kadınlar bu hakkı da suistimal edebilmektedirler.

Bu hakların detayları ve uygulanması hakkında daha fazla bilgi almak için uzman bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.

Siz de boşanma süreciniz konusunda Avukat Armağan DİNLENÇ ve profesyonel ekibi ile tüm süreçlerinizi yürütmek isterseniz 0532 627 40 19 nolu numaradan hızlıca ulaşabilirsiniz. Bu numara aynı zamanda WhatsApp hattımızdır.

Doğmamış Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Hamilelik döneminde gerçekleşen boşanmalarda, genel eğilim çocuğun velayetinin anneye verilmesi yönündedir. Bunun temel nedeni, annenin hamilelik süresince ve doğum sonrasında çocuğun temel bakımını sağlayan kişi olmasıdır. Ancak, bu otomatik bir karar değildir ve mahkeme her vakayı kendi özelinde değerlendirir.

Velayet kararında en önemli kriter, çocuğun üstün yararının gözetilmesidir. Mahkeme, çocuğun fiziksel, psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayacak en uygun ortamı belirlemeye çalışır. Bu süreçte, babanın çocukla olan ilişkisi de dikkate alınır. Eğer baba çocuğun yaşamında aktif bir rol almak istiyorsa, bu durum mahkeme tarafından değerlendirilir.

Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir: 1 Yıl Dolmadan Boşanma

Hamile Kadın Doğmamış Çocuğu için Nafaka Alabilir mi?

Hayır, hamile kadın doğmamış çocuğu için doğrudan nafaka alamaz. Medeni Kanun’a göre, kişilik çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar. Bu nedenle, henüz doğmamış bir çocuk için nafaka talep edilemez.

Ancak, bu durum hamile kadının hiçbir maddi destek alamayacağı anlamına gelmez. Boşanma davası sürecinde hamile kadın, kendisi için tedbir nafakası talep edebilir. Bu nafaka, kadının hamilelik sürecindeki ihtiyaçlarını ve doğum sonrası ilk dönemdeki masraflarını karşılamayı amaçlar.

Çocuk doğduktan sonra ise, anne çocuk için nafaka talebinde bulunabilir. Bu nafaka, çocuğun doğduğu günden itibaren bağlanır. Mahkemeye açılmış olan boşanma davası dosyasında çocuk için tedbir nafakası istenmesine engel yoktur, ayrı bir dava açılmasına gerek duyulmaz.

Yazar

Av. Armağan Dinlenç

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.