Evlilikte Yatak Ayırmak Boşanma Sebebi Midir?

Boşanma ve Mal Rejimi

Evet, haklı bir sebep olmaksızın uzun süreli yatak ayırmak Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi gereği evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma sebebidir. 

Evlilik birliğinin temel unsurlarından biri olan birlikte yaşama yükümlülüğü sadece aynı ev içinde bulunmakla sınırlı değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre eşler arasındaki duygusal bağ, fiziksel yakınlık ve ortak yaşam tarzı evliliğin sağlıklı devamı için kritik önem taşır. 

Bu bağlamda eşlerin yataklarını ayırması ve ayrı odalarda yaşamaya başlaması yalnızca bir yaşam tercihi olmaktan öte, evlilik birliğinin temelden sarsıldığının önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. 

Yargıtay kararları incelendiğinde haklı bir gerekçe olmaksızın uzun süreli yatak ayırmanın, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi kapsamında boşanma sebebi oluşturabileceği açıkça görülmektedir.

Neden Eşlerin Ayrı Odalarda Yatması Boşanma Sebebidir?

Eşlerin ayrı odalarda yatması, Türk hukuk sisteminde evlilik birliğinin temelden sarsılmasının somut göstergelerinden biri olarak kabul edilmektedir. 

Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler ışığında bu durumun boşanma sebebi oluşturmasının ardında yatan temel nedenler şunlardır:

  • Evlilik birliğinin temel yükümlülüklerini ihlal eder: Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesine göre eşler birlikte yaşamak, evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve birbirine yardımcı olmakla yükümlüdür.
  • Sevgi ve saygının bittiğini gösterir: Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, eşlerin ayrı odalarda yaşaması aralarındaki sevgi ve saygının sona erdiğinin açık bir kanıtıdır.
  • İletişim kopukluğuna neden olur: Aynı evde yaşayıp farklı odalarda yatan eşlerin yabancı iki insan gibi davranması ve sadece zorunluluk halinde not yazarak iletişim kurması evlilik birliğini zedeler.
  • Ortak yaşam ve paylaşımı ortadan kaldırır: Eşlerin ayrı yaşaması durumunda ortak yaşam tarzları ve paylaşımları tamamen yok olur. Bu da evliliğin temel amacına aykırıdır.
  • Evlilik birliğini temelden sarsar: Bu davranış, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik oluşturur.
  • Kusurlu davranış olarak değerlendirilir: Yargıtay kararlarına göre haklı bir sebep olmaksızın yatağını ayıran taraf kusurlu sayılır ve bu durum boşanma davasında aleyhine delil oluşturur.
  • Evliliği zorla sürdürmeyi imkansız hale getirir: Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık hukuken mümkün görülmemesi nedeniyle boşanma kararı verilir.

Yatakları Ayırmak Yargıtay Kararı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin vermiş olduğu kararlar, eşlerin yataklarını ayırmasının hukuki sonuçlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır. 

Bu kararlar Türk aile hukukunda emsal teşkil eden önemli içtihatlar olarak kabul edilmektedir:

2015/24906 E. 2017/3350 K. sayılı Yargıtay Kararı (27.03.2017 tarihli) önemli bir emsal oluşturmaktadır. Bu kararda kadının annesi istediği için eşiyle yatağını ayırdığı, annesinin evliliğe müdahalesine izin verdiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği tespit edilmiştir. Yargıtay, bu durumun taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik oluşturduğunu belirtmiştir.

2010/584 E. 2011/315 K. sayılı kararda ise erkek eşin eşini dinen boşadığını söyleyip yatağını ayırdığı durumda, bu davranışın boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusur oluşturduğu hükme bağlanmıştır. Yargıtay bu kararında yatağını ayırmaya sebep olan tarafın kusurlu sayılması gerektiğini açıkça ifade etmiştir.

2013/3439 Esas, 2013/27252 Karar sayılı içtihat (22.11.2013 tarihli) özellikle dikkat çekicidir. Bu kararda eşlerin son üç-dört yıldır iletişimlerinin kalmadığı, aynı evde fakat ayrı odalarda yabancı iki insan gibi yaşadıkları ve ancak zorunluluk halinde birbirlerine not yazarak iletişim kurdukları tespit edilmiştir. Yargıtay, aralarında sevgi ve saygının bittiği bu durumu evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak değerlendirmiştir.

2014/12322 Esas, 2015/4017 Karar sayılı kararında da Yargıtay, kadın eşin haklı bir sebep ileri sürmeksizin uzun süreli yatağını ayırdığı durumun Türk Medeni Kanunu’nun 166/2. maddesine dayanan boşanma davası için yeterli gerekçe oluşturduğunu hükme bağlamıştır.

Sıkça Sorulan Sorular

Evlilikte yatak ayırma konusu ile ilgili çiftlerin en çok merak ettiği soruları sizin için yanıtladık.

Uyku boşanması nedir?

Uyku boşanması, çiftlerin uyku kalitesini artırmak amacıyla farklı yataklarda veya odalarda uyumayı tercih ettiği modern bir uyku trendi olarak tanımlanmaktadır. 

Bu durum genellikle horlama, huzursuz bacak sendromu, uyurgezerlik veya farklı uyku alışkanlıkları gibi sağlık sebeplerinden kaynaklanır. 

Uyku boşanması, eşler arasında duygusal bir mesafe veya evlilik problemi olmadığı, sadece uyku kalitesini iyileştirme amacı güdüldüğü durumlar için geçerlidir. Dolayısıyla bu durum hukuki anlamda boşanma sebebi oluşturmaz.

Kadının yatağa gelmemesi boşanma sebebi midir?

Evet, kadının haklı bir sebep olmaksızın sürekli olarak yatağa gelmemesi evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma sebebi oluşturabilir. 

Yargıtay kararlarına göre eşlerin birbirine sadık kalmak ve birlikte yaşamak yükümlülüğü bulunmaktadır. Kadının sürekli olarak eşinden ayrı yatması, bu yükümlülüklerin ihlali anlamına gelir ve evlilik birliğinin temel unsurlarını zedeler. 

Ancak sağlık sorunları ve geçici durumlar gibi haklı sebepler varsa bu durum farklı değerlendirilir.

Eşlerin yatakları ayırması evlilik birliğini sarsarı mı?

Evet, eşlerin haklı bir gerekçe olmaksızın yataklarını ayırması evlilik birliğini temelden sarsar ve Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi kapsamında boşanma sebebi oluşturur. 

Evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlama yükümlülüğü, eşlerin fiziksel ve duygusal yakınlığını da kapsamaktadır. Bu nedenle yatak ayırma eylemi evlilik birliğinin temel gerekliliklerine aykırı düşer.

Haklı bir sebep ileri sürmeksizin uzun süreli yatağını ayırmak boşanma sebebi mi?

Evet, haklı bir sebep olmaksızın uzun süreli yatak ayırmak Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi gereği evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle kesin boşanma sebebidir. 

Yargıtay 2014/12322 Esas, 2015/4017 Karar sayılı kararında bu durum açıkça hükme bağlanmıştır. Uzun süreli yatak ayırma, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik oluşturur. 

Bu davranış, evlilik birliğinin temel yükümlülüklerini yerine getirmeme anlamına gelir ve kusurlu davranış olarak değerlendirilir.

Yazar

1997’den bu yana, her davaya değil belirli alanlara odaklanarak derinleşmeyi ve her müvekkilimizle birebir ilgilenmeyi benimsedik. Kalabalık bir ekip yerine, dosyaları bizzat takip etmeyi tercih ediyoruz.

Yorum yapın