Çocuğun Babayla Kişisel İlişki Kurulmasının Engellenmesi

Boşanma ve Mal Rejimi

Boşanma veya ayrılık sonrası baba-çocuk ilişkisinin engellenmesi Türk aile hukuku sisteminin karşı karşıya olduğu en ciddi sorunlardan biridir. 

Bu durum sadece bireysel bir aile meselesi olmaktan öte çocuğun temel haklarının ihlali ve psiko-sosyal gelişiminin ciddi şekilde etkilenmesine yol açan yasal bir sorundur. 

Boşanma kararıyla velayet hakkı anneye verilen durumlarda babanın çocukla iletişim kurma hakkının sistematik olarak engellenmesi hem hukuki açıdan hem de çocuk psikolojisi açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. 

Bu kapsamlı rehberde çocuğun babayla kişisel ilişki kurma hakkının korunması, bu hakkın engellenmesi durumlarında izlenebilecek hukuki yollar ve mahkeme kararlarında öngörülen yaptırımlar hakkında detaylı bilgiler sunulmaktadır.

Çocuğun Babayla Kişisel İlişki Kurma Hakkı Nedir?

Çocuğun babasıyla kişisel ilişki kurma hakkı Türk Medeni Kanunu’nun 323. maddesinde açıkça güvence altına alınan ve uluslararası sözleşmelerle de korunan temel bir haktır. 

Bu hak sadece fiziksel görüşmeler ile sınırlı değildir; telefon konuşmaları, video görüşmeler ve yazışmalar da kişisel ilişki kurma hakkının kapsamına girmektedir. Hakkın uygulanması sırasında çocuğun yaşı, gelişim düzeyi, ihtiyaçları ve yaşam koşulları göz önünde bulundurulur.

Kişisel ilişki düzenlemesinde temel kriter Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde düzenlenen “çocuğun üstün yararı” ilkesidir. Bu ilke çocuğu ilgilendiren tüm kararlar alınırken çocuğun menfaatinin öncelikle dikkate alınması gerektiğini vurgular. 

Hakkın korunması ve uygulanması çocuğun sağlıklı gelişimi için hem anne hem de babanın aktif rolüne ihtiyaç duyduğu gerekçesine dayanır.

Hangi Durumlar Babayla Kişisel İlişki Kurulmasının Engellenmesi Kapsamına Girer?

Babayla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir. 

Bu yöntemler doğrudan ve dolaylı engelleme olarak iki kategoriye ayrılır.

1. Doğrudan Engelleme Yöntemleri:

  • Fiziksel Engelleme: Velayet sahibi anne mahkeme tarafından belirlenen görüşme günlerinde çocuğu babaya teslim etmeme, belirlenen görüşme yerinde hazır bulunmama veya kapıyı açmama şeklinde davranışlarda bulunabilir. Bu tür engelleme mahkeme kararının açık ihlalidir.
  • Bahanelerle Görüştürmeme: Anne çocuğun hasta olduğu, önemli bir sınavı bulunduğu veya sosyal aktiviteler olduğu gibi çeşitli bahaneler öne sürerek sistematik olarak görüşmeleri engeller. Bu davranış zamanla çocuğun babasıyla duygusal bağını zayıflatır.
  • Adres Değişikliği Yoluyla Engelleme: Velayet sahibi annenin çocukla birlikte başka şehre veya ülkeye taşınması mahkeme kararında belirlenen görüşme düzeninin fiilen uygulanmasını imkansız hale getirebilir. Bu durum özellikle yurt dışına çıkışlarda karmaşık hukuki sorunlar doğurur.

2. Dolaylı Engelleme Yöntemleri:

  • Olumsuz Yönlendirme: Anne, çocuğa babasıyla ilgili olumsuz mesajlar verir. Örneğin babanın çocuğu terk ettiği, sevmediği veya ilgilenmediği telkininde bulunur. Ayrıca boşanma sürecindeki olumsuz olayları çocukla paylaşarak çocuğun babasına karşı öfke geliştirmesine neden olabilir. 
  • Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromu: Velayet sahibi ebeveyn çocuğu diğer ebeveyne karşı sistematik olarak programlar. Çocuk, annenin telkinleri sonucu babasına karşı haksız bir reddetme ve düşmanlık tutumu geliştirip babasıyla ilgili abartılı ve mantıksız olumsuz düşüncelere sahip olur. Çocuk kendi gerçek duygu ve düşüncelerinden uzaklaşarak annenin düşüncelerini içselleştirir.
  • Psikolojik Manipülasyon Teknikleri: Anne, çocuğa suçluluk duygusu yaşatma, duygusal şantaj yapma veya babayla görüşmesi durumunda kendisini üzeceği mesajını verme gibi teknikler kullanır. Ayrıca babayla görüşme sonrası çocuğu sorguya çekme, geçirilen zamanı eleştirme veya babanın yeni hayatı hakkında olumsuz yorumlar yapma gibi davranışlarla sağlıklı bir ilişkiyi engeller. 

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İçin Nereye Başvurulur?

Çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi durumunda varsa Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü’ne, aile mahkemelerine, icra dairelerine, velayetin değiştirilmesi için mahkemeye veya tazminat davası için mahkemeye başvurulabilir. 

Hukuk sistemi içinde çeşitli başvuru yolları bulunmaktadır ve bu yollar sorunun çözümü için sistematik bir süreç sunmaktadır. İlk olarak çocukla kişisel ilişki kurulması hakkının engellenmesi durumunda aile mahkemelerine başvurulabilir. Aile mahkemeleri çocuğun üstün yararını göz önünde tutarak kişisel ilişki kurulmasının düzenlenmesi, engellenmesinin kaldırılması veya yeni düzenlemeler yapılması konusunda karar verme yetkisine sahiptir. 

Mahkeme tarafından kararlaştırılan görüşme düzeninin uygulanmasının engellenmesi halinde İcra ve İflas Kanunu’nun 25/a maddesi kapsamında icra dairesine başvurulabilir. Baba icra dairesinden çocukla görüşme hakkının zorla yerine getirilmesini talep edebilir ve icra memuru gerektiğinde uzman pedagog eşliğinde bu süreci yönetir.

Kişisel ilişkinin sürekli ve sistematik olarak engellenmesi durumunda Türk Medeni Kanunu’nun 183. maddesi uyarınca velayetin değiştirilmesi davası açılabilir. Bu davada annenin velayet hakkını kötüye kullanıp kullanmadığı ve çocuğun üstün yararının ne olduğu değerlendirilir. 

Son olarak İcra ve İflas Kanunu’nun 341. maddesi kapsamında çocukla kişisel ilişki kurulmasını engelleyen kişi hakkında şikayet yapılabilir. Bu şikayet disiplin hapsi ve para cezası gibi yaptırımların uygulanmasını sağlayabilir.

“Anlaşmalı Velayet Değişikliği Nasıl Yapılır?” içeriğimizi de ziyaret edin: https://armagand.av.tr/anlasmali-velayet-degisikligi-nasil-yapilir/ 

Babayla Kişisel İlişki Kurulmasının Engellemenin Hukuki Sonuçları Nelerdir?

Çocuğun babayla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi çeşitli hukuki yaptırımlar öngörülmektedir. 

Bu yaptırımlar engelleyici davranışları caydırmak ve mağdur tarafın haklarını korumak amacıyla uygulanır:

İcra Yoluyla Görüşmenin Sağlanması

İcra ve İflas Kanunu’nun 25/a maddesi kapsamında mahkeme kararına aykırı davranan velayet sahibi anneye karşı icra yoluyla görüşmenin zorla yerine getirilmesi işlemi başlatılabilir. 

Bu süreçte icra memuru ve gerektiğinde uzman pedagog eşliğinde çocuk babaya teslim edilir. Ancak bu yöntem çocuğun cebri icraya konu edilmesi nedeniyle eleştirilmekte ve çocuğun psikolojik durumu açısından sakıncalı bulunmaktadır. 

Bu süreç çocuk için travmatik olabilmekte ve baba-çocuk ilişkisini daha da olumsuz etkileyebilmektedir.

Velayet Hakkının Değiştirilmesi

Kişisel ilişkinin sürekli olarak engellenmesi velayetin değiştirilmesi için önemli bir gerekçe oluşturabilir. 

Türk Medeni Kanunu’nun 183. maddesi uyarınca çocuğun yararının gerektirdiği durumlarda velayet düzenlemesinin değiştirilmesi mümkündür. 

Annenin çocuğun babasıyla ilişki kurmasını sistematik olarak engellemesi çocuğun üstün yararına aykırı bir davranış olarak değerlendirilmekte ve velayet değişikliği davasında önemli bir kriter olarak kabul edilmektedir. 

Ancak mahkemeler velayet değişikliği kararı verirken çok dikkatli davranmakta ve bu yola ancak diğer çözüm yollarının tüketilmesi halinde başvurmaktadır.

“Anlaşmalı Velayet Değişikliği Nasıl Yapılır?” içeriğimiz de ilginizi çekebilir: https://armagand.av.tr/anlasmali-velayet-degisikligi-nasil-yapilir/ 

Tazminat Talepleri

Kişisel ilişki hakkının engellenmesi manevi tazminat talebine konu olabilmektedir. 

Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde kişilik haklarının ihlali nedeniyle baba manevi tazminat talep edebilmektedir. Ayrıca görüşmelerin engellenmesi nedeniyle yapılan masraflar ve uğranılan maddi kayıplar için maddi tazminat da talep edilebilmektedir. 

Mahkemeler özellikle sistematik ve kötü niyetli engellemelerde tazminata hükmetme eğilimindedir. Bu yaptırımlar engelleyici davranışların caydırıcılığını artırmayı ve mağduriyetlerin giderilmesini amaçlamaktadır.

Para Cezaları

Kişisel ilişkinin engellenmesine yönelik temel caydırıcı yaptırım para cezalarıdır. İcra ve İflas Kanunu kapsamında mahkeme kararına aykırı davranan velayet sahibi anneye disiplin hapsi yanında para cezası da verilebilmektedir. 

Para cezalarının miktarı engelleyici davranışın sıklığına ve süresine göre artırılabilmektedir. 

Ancak uygulamada para cezalarının yeterince caydırıcı olmadığı ve bazı durumlarda cezanın ödenmesine rağmen engelleyici davranışların devam ettiği gözlemlenmektedir. 

Hapis Cezası Yaptırımı

Kişisel ilişkiyi engellemede ısrar eden anneye karşı uygulanabilecek en ağır yaptırım hapis cezasıdır. 

İcra ve İflas Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca çocukla kişisel ilişki kurulmasını engelleyen kişi şikayet üzerine altı aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabilir. Bu yaptırım diğer çözüm yollarının sonuç vermemesi durumunda başvurulan bir yöntemdir. 

Ancak hapis cezasının uygulanmasının çocuk üzerindeki olası olumsuz etkileri nedeniyle mahkemeler bu yaptırımı son çare olarak değerlendirmektedir. Ayrıca hapis cezasının aile ilişkilerini daha da gerginleştirebilecek ve çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebilecek bir yaptırım olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır.

Çocuğun Babayla Kişisel İlişki Kurma Hakkı Hangi Durumlarda Kaldırılır?

Çocuğun babayla kişisel ilişki kurma hakkı temel bir hak olarak kabul edilmekle birlikte belirli koşullarda sınırlandırılabilir veya kaldırılabilir

Türk Medeni Kanunu’nun 324. maddesi bu hakkın kaldırılması veya sınırlandırılması için yasal çerçeveyi belirlemektedir.

  • Gözetim Altında İlişki: Mahkemeler ilk etapta hakkın tamamen kaldırılmasından ziyade gözetim altında kişisel ilişki kurulması gibi ara çözümler sunmayı tercih ederler. Bu durumda ilişki nötr bir mekan veya gözetmen eşliğinde gerçekleştirilir.
  • Çocuğun Huzuru Tehlikeye Girdiğinde: Kişisel ilişkinin çocuğun huzurunu tehlikeye girdiği durumlarda hak kaldırılabilir. Bu tehlike babanın çocuğa karşı şiddet uygulaması, istismar veya ihmal gibi ciddi davranışları içerir.
  • Eğitim ve Yetiştirilme Engellenmesi: Baba çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemek amacıyla kişisel ilişki hakkını kullanıyorsa hak kaldırılabilir.
  • Ciddi İlgilenmeme: Çocukla ciddi olarak ilgilenmemesi halinde babanın kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir.
  • Madde Bağımlılığı: Babanın alkol veya uyuşturucu bağımlılığı kişisel ilişki hakkının kaldırılması için önemli bir sebep oluşturabilir.
  • Şiddet Geçmişi: Babanın geçmişte şiddet uygulaması veya şiddet eğilimi göstermesi hakkın kaldırılması için gerekçe olabilir.
  • Çocuğu Kaçırma Riski: Babanın çocuğu kaçırma riski bulunması durumunda kişisel ilişki hakkı kaldırılabilir veya gözetim altında gerçekleştirilmesi sağlanabilir.
  • Diğer Önemli Sebepler: Bu maddelerin dışında çocuğun yararına aykırı olan diğer ciddi sebepler varsa kişisel ilişki hakkı reddedilebilir.

Çocuk Babayla Görüşmek İstemezse Ne Olur?

Çocuğun babayla görüşmek istememesi kişisel ilişki kurulması davalarında sık rastlanan bir durumdur. 

Çocuğun babayla görüşmek istememesi halinde mahkemelerin hangi kriterleri dikkate aldığı ve sürecin nasıl ilerlediği adım adım aşağıda sunulmaktadır:

  1. Çocuğun Tercihinin Kaynağının Araştırılması: Mahkemeler çocuğun babayla görüşmek istememesinin gerçek nedenleri belirlemek için kapsamlı bir inceleme yapmalıdır. Çünkü bu tercih çoğu zaman çocuğun özgür seçimi değil anne tarafından yapılan olumsuz yönlendirme veya psikolojik manipülasyonun sonucudur.
  2. Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromu Değerlendirmesi: Eğer çocuğun görüşmek istememesi annenin sistematik telkinleri sonucu babasına karşı geliştirdiği haksız bir tutumun yansıması ise bu durum mahkeme tarafından değerlendirilmeli ve çocuğun gerçek duygularından uzaklaştırıldığı tespit edilmelidir.
  3. Bilirkişi Raporunun Talep Edilmesi: Çocuğun tercihini etkileyebilecek faktörleri belirlemek amacıyla mahkemeler psikolog veya pedagog tarafından hazırlanan bilirkişi raporu talep etmelidir.
  4. Çocuğun Yaşına Göre Dinlenme Yöntemi: Çocuğun yaşı ve gelişim düzeyine uygun şekilde mahkeme tarafından dinlenmesi, çocuğun tercihinin arkasındaki gerçek nedenlerin ortaya çıkarılmasında önemlidir.
  5. Anne Tarafından Yapılan Sistematik Yönlendirmenin Tespiti: Çocuğun isteksizliğinin anne tarafından yapılan sistematik yönlendirme sonucu olduğu kanıtlanırsa çocuğun tercihine rağmen babayla ilişkinin düzeltilmesi için müdahale yapılması gerekebilir.
  6. Gözetim Altında Görüşme Düzenlemesi: Çocuğun isteksizliğinin manipülasyon sonucu olduğu durumlarda mahkeme baba-çocuk ilişkisinin yeniden kurulması amacıyla gözetim altında görüşme kararı verebilir.
  7. Uzman Desteğiyle İlişkinin Düzeltilmesi: Gözetim altında yapılan görüşmeler pedagog veya psikolog eşliğinde gerçekleştirilerek çocuk ile babası arasındaki ilişkinin yeniden oluşturulmasına olanak sağlanmalıdır.
  8. Kişisel İlişki Hakkının Geçici Sınırlandırılması: Babanın çocuğun mütevazı isteksizliğine rağmen hakkını ısrarcı şekilde talep etmesi çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceğinden mahkeme geçici olarak ilişkiyi sınırlandırabilir.
  9. Çocuğun Gerçek Tercihinin Ortaya Konulması: Tüm bu incelemeler sonucunda çocuğun gerçek tercihinin ne olduğu ve bu tercihin ne derecede çocuğun kendi isteği olduğu belirlenmelidir.

Çocuğun Babayla Kişisel İlişki Kurulmasının Engellenmesi Dilekçe Örneği

Her aile hukuku uyuşmazlığı çocuğun üstün yararı ve somut olayın özel koşulları dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Genel nitelikli dilekçeler üzerinden işlem yapılması kişiye özgü hukuki durumların göz ardı edilmesine ve telafisi güç hak kayıplarına sebep olabilir.

Bu sebeple sitemizde “Çocuğun Babayla Kişisel İlişki Kurulmasının Engellenmesi” konusuna ilişkin hazır dilekçe örneği veya şablon dava dilekçesi paylaşılmamaktadır.

Somut duruma en uygun hukuki yolun belirlenmesi için aile hukuku alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanızı önemle tavsiye ederiz. Size en doğru çözümü sunabilmemiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Yargıtay Kararları

Yargıtay, çocuğun babayla kişisel ilişki kurulması hakkı konusunda önemli içtihatlar oluşturmuştur. 

Bu kararlar mahkemelerin benzer davalarda uyması gereken hukuki ilkeleri belirlemiştir ve çocuğun üstün yararı ilkesinin nasıl uygulanması gerektiğini göstermiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararı (2013/8877):

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01.04.2013 tarihli kararında, babanın alışkanlıkları ve sağlık durumunun kişisel ilişki hakkını amacına aykırı kullanmasına yol açacağına ilişkin ciddi sebep ve deliller bulunmadığı vurgulanmıştır. Karar, davalı annenin çocuklara karşı olumsuz bir davranışının kanıtlanmadığını belirtmektedir. 

Bilirkişilerin görüşlerinin anne ile yaptıkları görüşmeden edindikleri izlenime ve annenin yansıttığı endişelere dayandığı, ancak bunun babaya kişisel ilişki hakkının tanınmamasını veya bu ilişkinin engellenmesini haklı göstermediği ifade edilmiştir. Karar, eğer kişisel ilişkinin gözetim altında kurulması çocukların yararına olacaksa bu yönde hüküm kurulması gerektiğini belirtmiş ve babaya kişisel ilişki hakkının tanınmaması doğru bulunmamıştır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı (2015/1139):

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.04.2015 tarihli kararı, çocuğun babayla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesinin velayetin değiştirilmesine sebep olup olamayacağı sorusuna yanıt vermiştir. Bu karar, davalı annenin çocuğun babayla kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engellediğini ve bundan dolayı hakkında çocuk teslimine muhalefet etmekten yaptırım uygulandığını belirtmiştir. Karar, bu suretle annenin Türk Medeni Kanunu’nun 325. maddesinde yer alan yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşıldığını vurgulamıştır.

Hukuk Genel Kurulu, velayetin belirlenmesinde asıl amacın küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğunu belirtmiştir. Karar, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan olaylar değerlendirilirken çocuğun yararının göz önünde tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Davalı annenin sekiz yaşındaki müşterek çocuğun gelişimi için önemli olmasına rağmen babası ile görüşmesini engelleyerek velayet hakkını kötüye kullandığı hususunun kanıtlandığı belirtilmiştir. Sonuç olarak müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Sıkça Sorulan Sorular

Çocuğun babayla kişisel ilişki kurulması hakkı konusunda aileler tarafından merak edilen diğer soruları sizin için yanıtladık.

Çocukla kişisel ilişki kurulması davası ne demek?

Çocukla kişisel ilişki kurulması davası, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin mahkeme tarafından belirlenen görüşme hakkının düzenlenmesi veya engellenmesinin kaldırılması amacıyla açtığı hukuki bir davadır. 

Bu davada çocuğun babasının veya annesinin çocukla telefon konuşması, video görüşmesi, fiziksel görüşme gibi çeşitli şekillerde ilişki kurma hakkı talep edilmektedir. 

Dava, çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde mahkeme tarafından değerlendirilir ve çocuğa en uygun ilişki düzeni belirlenir.

Çocukla kişisel ilişki kurulması kararının kesinleşmesi gerekir mi?

Evet, çocukla kişisel ilişki kurulması kararının hukuki olarak bağlayıcı olması için mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşmesi gerekir. 

Kesinleşme, temyiz süresinin sona ermesi veya Yargıtay tarafından kararın onaylanması anlamına gelir. Kesinleşen karar taraflar için mutlak bağlayıcılığa sahiptir ve mahkeme kararına aykırı davranan taraf hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. 

Çocukla kişisel ilişkinin kurulmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesine sebep olur mu?

Evet, çocuğun babayla kişisel ilişki kurulmasının sistematik olarak engellenmesi velayetin değiştirilmesi için önemli bir gerekçe oluşturabilir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarına göre annenin çocuğun babasıyla ilişkisini sürekli olarak engellemesi velayet hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilir. Mahkemeler bu tür durumlarda velayeti kötüye kullanan ebeveynden alarak diğer ebeveyne verebilmektedir.

Çocuğun babayla kişisel ilişki kurma hakkı hangi durumlarda kaldırılır?

Çocuğun babayla kişisel ilişki kurma hakkı, çocuğa şiddet uygulaması, istismar veya ihmal etmesi, alkol/uyuşturucu bağımlılığı, çocuğu kaçırma riski gibi ciddi durumlarda kaldırılabilir. 

Ayrıca babanın çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemesi veya çocukla ciddi olarak ilgilenmemesi de hakkın kaldırılması için gerekçe oluşturabilir. 

Mahkemeler ilk etapta hakkın tamamen kaldırılmasından ziyade gözetim altında kişisel ilişki kurulması gibi ara çözümler sunmayı tercih ederler.

Kişisel ilişki hakkı engellenmesi nedeniyle tazminat talep edilebilir mi?

Evet, kişisel ilişki hakkının engellenmesi nedeniyle hem manevi hem de maddi tazminat talep edilebilir. 

Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde baba, kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. 

Ayrıca görüşmelerin engellenmesi nedeniyle yapılan masraflar ve uğranılan maddi kayıplar için de maddi tazminat isteyebilir.

Çocuk 18 yaşına gelince kişisel ilişki hakkı sona erer mi?

Evet, çocuk 18 yaşına ulaştığında, yasal olarak ergin (yetişkin) kabul edilir ve kişisel ilişki kurma hakkı sona erer. 

Ancak bu baba-çocuk ilişkisinin sona erdiği anlamına gelmez. Sadece mahkeme tarafından düzenlenen kişisel ilişki hakkının hukuki olarak geçerliliği sona erer. 

Yazar

1997’den bu yana, her davaya değil belirli alanlara odaklanarak derinleşmeyi ve her müvekkilimizle birebir ilgilenmeyi benimsedik. Kalabalık bir ekip yerine, dosyaları bizzat takip etmeyi tercih ediyoruz.

Yorum yapın