Araç Değer Kaybı Mahkeme (Yargıtay) Kararları

Araç Değer Kaybı

Araç değer kaybı ile ilgili yargıtay kararlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararı 1

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2023/3405 Karar Numarası: 2023/6238 Karar Tarihi: 10.05.2023

I. DAVA

Dava dilekçesinde; 06.01.2019 tarihinde müvekkiline ait, davalıya kasko poliçesi bununan aracın yaptığı tek taraflı kaza neticesinde hasarlandığını, ekspertizden alınan raporda aracının satışının ekonomik olacağını ve sovtaj bedelinin ise 35.000,00 TL olduğunun belirlendiğini, aracın 150.000,00 TL rayiç bedeli olduğunu, 35.000,00 TL sovtaj bedeli düşüldüğünde 115.000,00 TL hasar bedelinin ödenmesini talep ettiklerini, aracın trafikten çekildiğini, çekme belgesinin alınması aşamasında aracın plakalarının kaybolmuş olması nedeni ile yeni plaka alındığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile aracın rayiç bedelinden sovtaj bedelinin düşülmesi ile arta kalan miktardan şimdilik 10.100,00 TL’nin ve eksper ücreti olan 949,26 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan talep etmiştir. Davacı talebini 11.05.2020 tarihinde 110.00,00 TL olarak artırmıştır.

II. CEVAP

Cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, davalıya eksik evrak ile başvuru yapıldığını usulden red kararı verilmesi gerektiğini, davacının sunduğu ekspertiz raporunda belirtilen hasar tutarını kabul etmediklerini, uzman bilirkişiler tarafından hasarın belirlenmesi gerektiğini, fahiş ekspertiz rapor ücretini talebinin reddini talep ettiklerini, başvuru tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin zamanaşımı def’inin reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında kasko poliçesinden kaynaklı bir ihtilaf olduğunu, davacının bu nedenle davalıdan talepte bulunma hakkının bulunduğunu, dosyaya davaya konu aracın 06.01.2019 tarihli kaza nedeni ile hasar miktarının belirlenmesi amacıyla 07.05.2020 tarihli rapor alındığını, aracın 2. el piyasa değerinin 150.000,00 TL olduğu ve araçtaki hasar miktarının Katma Değer Vergisi (KDV) dahil 144.812,30 TL olduğundan onarımının ekonomik olmadığını, sovtaj bedelinin 40.000,00 TL olarak belirlendiğini, başvuran vekilinin 150.000,00 TL rayiç bedelden 40.000,00 TL sovtaj bedelinin düşümü ile 110,000,00 TL üzerinden taleplerinin ıslah ettiklerini, davalı vekilinin kazanın teminat dışı olduğunu iddia etmişse de buna dair delil ibraz etmediklerini, hazırlanan raporun hüküm vermeye yeterli olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulüne 110.000,00 TL tazminatın 17.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

B. İtiraz Sebepleri

Davalı vekili; aracın süratli olması, alkollü araç kullanma ve sürücü değişikliği ihtimali nedeni ile talebin reddi gerektiğini zira talebin teminat dışı olduğunu, bilirkişi raporuyla tespit edilen miktarın fahiş olduğunu, ekspertiz ücretinden sorumlu olmadıklarını beyan etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kazanın saat 01.25 de, tek taraflı gerçekleşmiş olmasının alkollü 

araç kullanma ya da sürücü değişikliğine karine olmadığını, kaldı ki kaza tespit tutanağında sürücünün alkollü olmadığının belirlendiğini, davalı vekilinin kazanın teminat dışı olduğuna dair somut delil getirmediğini, bilirkişi raporunun denetime açık olduğu, gerekçesi ile davalının itirazının reddine karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere; başvuruya konu kaza nedeni ile tutulan kaza tespit tutanağında sürücünün alkollü olmadığının tespit edilmiş olmasına, sürücü değişikliğine dair delil olmamasına göre ….. onanmasına

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararı 2

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2023/4102 Karar Numarası: 2023/7796

Karar Tarihi: 12.06.2023 

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz dilekçesinde; müteselsil sorumlu olan sigorta şirketine karşı açılan aynı istemli Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.12.2020 tarih ve 2019/731 Esas, 2020/850 Karar sayılı dosyasının eldeki davaya etkisi değerlendirilmeden ve bu davada verilen karar uyarınca yapılan ödemenin yine müteselsil sorumlu olan araç maliki ve sürücüsünü bu oranda borçtan kurtaracağı dikkate alınmadan, mükerrer ödemeye sebebiyet verecek ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kanun yararına bozulmasını istemiştir.

3. Değerlendirme

Somut olayda; davacı aracının meydana gelen trafik kazasında hasara uğraması nedeniyle değer kaybı oluştuğunu iddia ederek, davalılar karşı araç sürücüsü ve işleteninden zararının tazminini talep etmiştir.

Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.12.2020 tarih ve 2019/731 Esas, 2019/731 Karar sayılı dosyasında; aynı kaza nedeniyle sigorta şirketi E… Sigorta A.Ş.’ye karşı açılan davada; değer kaybı 3.540,00 TL hesaplanmış, 10.10.2019 tarihinde sigorta şirketi tarafından yapılan 2.012,00 TL ödeme mahsup edilerek 1.988,00 TL değer kaybının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine 23.12.2020 tarihinde kesin olarak karar verilmiş, icra takibi üzerine sigorta şirketince 19.02.2021 tarihinde 2.597,86 TL değer kaybı ödemesi ve 2.099,53 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 4.697,39 TL ödenmiştir. Eldeki davada ise; ticaret mahkemesinde kurulan hüküm ve hüküm sonrası sigorta şirketince yapılan ödeme dikkate alınmadan karar verilmiştir.

Kazaya karışan aracın trafik sigortacısı ile eldeki davanın davalıları olan araç maliki ve sürücüsü, davacının zararından müteselsilen sorumludur. Aynı zarar için müteselsilen sorumlu olanlardan herhangi birinin yapacağı ödemenin, diğer tüm müteselsil sorumluları da borçtan kurtaracağı; davacının iki ayrı mahkemede müteselsil sorumlular aleyhine dava açtığı ve aynı alacak için mükerrer ödemeye yol açacak tarzda iki ayrı hüküm elde ettiği dikkate alınarak (davacının sebepsiz zenginleşmesini de önleyecek biçimde), Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen karar da gözetilmek suretiyle davalıların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi kararın kanun yararına bozulmasını gerektirmiştir.

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararı 3

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2022/1502 Karar Numarası: 2023/7982 Karar Tarihi: 14.06.2023

Davalı vekili taleplerin teminat kapsamında olmadığının iddia etmiştir. Davacının 19.09.2020 tarihinde meydana gelen kazada hasar bedeli ve değer kaybı talepli tahkim başvurusu nedeni ile davalıya sigortalı aracın …’sinden 39.090,58 TL hasar bedeli ve 212,22 TL değer kaybı ödemesi yapıldığı anlaşılmakla davacı vekili tarafından … teminat miktarının dolmuş olması nedeniyle bakiye değer kaybı alacakları olduğu iddia edilmektedir.

… tarafından dosyaya alınan bilirkişi raporu ile davacıya ait araçta 41.878,78 TL değer kaybı oluştuğu ve söz konusu talepten davalının sorumlu olduğu kabul edilmiş, karara karşı davalı vekilinin yaptığı itiraz neticesinde … tarafından … hükümleri genel şartlarına, … genel şartlar 1 inci maddeye yapılan atıf nedeni ile talebin teminat kapsamında olduğu kabulü ile davalının itirazının reddine karar verilmiştir.

Ancak; davalıya ait Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, İhtiyari Mali Mesuliyet Klozunda “Sigortalı aracın kullanılmasından … ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçede teminat kapsamında olmak şartıyla, Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası limitlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı limitlere kadar temin eder, her türlü değer kaybı, kazanç kaybı talepleri teminat haricidir,” diyerek değer kaybı talepleri teminat kapsamına alınmamıştır.

Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1 inci maddesinde; “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından … ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. İşbu sigorta, sigorta ettirenin haksız taleplere karşı müdafaasını da temin eder,” hükmü ile poliçede teminat kapsamında olmak kaydı ile … üzerinde kalan kısmın İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortasının kapsamına gireceği açıklanmıştır.

Davacı vekilinin değer kaybına ilişkin talebi poliçede İhtiyari Mali Mesuliyet klozunda teminat kapsamına alınmadığından talebin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararı 4

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2022/4965 Karar Numarası: 2023/8909 Karar Tarihi: 11.09.2023

B. İtiraz Sebepleri

Davalı vekili itiraz dilekçesinde; kaza ile hasarın uyumsuz olduğunu, bilirkişi tarafından da bu hususta inceleme yapılması gerektiğini, aracın tamirinin ekonomik olmadığını, davacının aracını ısrarla tamir ettirmek istemesinin karşı tarafı zarara uğratmayı amaçladığını, aracın pert total sayılarak rayiç değer üzerinden tazminat ödemesi yapılacağından artık değer kaybından bahsedilemeyeceğini, Katma Değer Vergisi (KDV) klozu bulunduğunu bu nedenle KDV’den sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını, yansıtma faturası kesilmediğinden de onarım bedelinin KDV’sinden sigorta şirketinin sorumlu bulunmadığını, vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne (AAÜT) göre belirlenen rakamın 1/5’i oranında olması gerektiğini belirterek karara itiraz etmektedir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hasar ve kazanın uyumlu olduğu yönündeki Uyuşmazlık Hakem Heyeti kabulünün bilirkişi raporu ve doğrultusunda yerinde bulunduğunu, bilirkişi raporunda hesaplamada bir hata bulunmadığını, aracın tamirinin ekonomik olduğunun bilirkişice belirlendiğini, bu hususta yapılan araştırmanın yeterli olduğunu, KDV’den sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, vekalet ücretinde bir hata bulunmadığını belirterek davalının itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Karar  onanmıştır.

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararı 5

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2022/4539 Karar Numarası: 2023/9658 Karar Tarihi: 25.09.2023

Davalı vekili itiraz dilekçesinde; sigorta eksperinin araç üzerinde inceleme yapmasının engellendiğini, 10.05.2021 tarihli eksper raporu ile araç onarıldıktan bir ay sonra 28.06.2021 tarihinde hasar ihbarında bulunulduğunu, aracın hasarlı hali ile görülüp incelenemediğini, hasarın kaza ile illiyetli olup olmadığının belirlenmediğini, eksik inceleme ile hazırlanan raporun hükme esas alınamayacağını, onarım bedelinin fahiş olduğunu, … kazanma tenzili yoluna gidilmesi gerektiğini, anlaşmalı servis parça tedarik iskontosu uygulanmadığını, KDV ödemesine ilişkin belge sunulmaması nedeniyle KDV’ye hükmedilemeyeceğini, değer kaybı hesabının genel şart hükümlerine aykırı olduğunu, araç mahrumiyeti ve gelir kaybından … zararların poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin cevap dilekçesinde aracın fiziki olarak incelenmesine engel olunduğu ve zamanında başvuru yapılmadığına yönelik savunmada bulunmadığı, kazanın 18.05.2021 tarihinde meydana geldiği, davalıya 10 gün sonra 28.05.2021 tarihinde başvuru yapıldığı, aracın incelenmesinin engellendiğine ilişkin somut bir delil sunulmadığı, kaza tespit tutanağının görevli trafik ekipleri tarafından kazanın ardından düzenlendiği, davacının görevlendirdiği eksperden alınan 24.05.2021 tarihli raporun davadan önce davalı … şirketine sunulduğu, ancak davacıdan başkaca bir belge istenmediği, hesaplanan hasar bedelinin 43.000,00 TL tutarındaki limitin çok üzerinde olduğu, araç tamiri ve yedek parça tedarik faaliyeti KDV’ye tabi olup fatura düzenlenmesine veya önceden ödendiğinin kanıtlanmasına bağlı tutulamayacağı, değer kaybı zararının piyasa rayiçleri dikkate alınarak belirlendiği, vekalet ücreti takdirinde hata bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararı 6

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2023/12870 Karar Numarası: 2024/77

Karar Tarihi: 08.01.2024 ( DAVA SIRASINDA YAPILAN ÖDEME )

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtileri kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığınca talep edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz dilekçesinde; dava ve ödeme tarihleri ile bedel artırım dilekçesi göz önüne alındığında mahkemece, belirsiz alacak davalarının mahiyetine uygun olarak eldeki davanın da değer kaydının tamamına yönelik açıldığı ve daha sonra alacak miktarı belirlendiğinde dava diğerinin artırıldığı, her ne kadar alacak miktarı belirlenmeden önce davalı tarafta bir miktar ödeme yapılmışsa da davacının talebini tüm alacak miktarına yükseltmesinde hukuki yararının bulunduğu gözetilerek dava sırasında ödenen miktar yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde fazlaya ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olmasını usul ve yasaya aykırı bularak kararın kanun yararına bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava açıldıktan sonra ödenen kısım yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına mı yoksa hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine mi karar verileceği hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2.Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3.6100 sayılı Kanun’un 114, 331 inci maddeleri

4. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme

Uyuşmazlık, dava açıldıktan sonra ödenen kısım yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına mı yoksa hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine mi karar verileceği hususuna ilişkin olduğundan öncelikle bu hususların açıklaması gerekmektedir.

İlke olarak her hava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.

Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrasıyla “Davanın konusuz kalma sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesini gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder“ hükmü düzenleme altına alınmıştır.

Bilindiği üzere, medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. (Arslan, Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, önsöz VII) Hukuk Genel Kurulu’nun 26.04.1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K, ve 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir. (Rechts-schutzbedürfnis) Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır. Öte yandan, bu hukuksal yararın, “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması gerekir (Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135)

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava almakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1,fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır. Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ülkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.

Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemede, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olaya veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)’nin 6.maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü”nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava halkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır, Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, hu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez. (Pekcanıtez, H./Atalay, 0./ Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297)

6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

Yukarıda açıklaman ilkeler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; davacının kaza nedeniyle oluşan zararı 15.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davalı sigorta şirketi dava açıldıktan sonra 23.09.2022 tarihinde 2.049,00 TL kısmi ödemede bulunmuş, davacı vekili tarafından sunulan bedel artırım dilekçesinde de dava değerinin 15.000,00 TL olarak artırılmış, ödenen 2.049 TL yönünden karar verilmesini yer olmadığına karar verilmesi talep edilmiştir. Görüldüğü üzere davacının hesaplanan zararı toplamda 15.000,00 TL olup, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Yargılama sırasında ödenen kısım yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı gerekçeyle ödenen kısım yönünden hukuki yarar yokluğundan ret kararı verilmesi ve reddedilen kısım yönünden de davacı aleyhine vekalet ücretini hükmedilmesi hatalı olup kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerekmiştir.

Araç Değer Kaybı Yargıtay Kararları 7

DEĞER KAYBI HESAP KRİTERİNE DAİR YARGITAY KARARLARI

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2022/16856 Karar Numarası: 2024/3471 Karar Tarihi: 18.04.2024

Yargıtay ( Kapatılan ) 17. Hukuk Dairesinin 03.06.2020 tarihli ve 2018/4223 Esas, 2020/3130 Karar sayılı kararı ile; “Bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda hükmün sadece davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edildiği, diğer davalı … …’ın hükmü temyiz etmediği, 7.000,00 TL değer kaybı ve 1.235,00 TL bakiye hasar bedeli olmak üzere toplam 8.235,00 TL’nin, davalı … için 09.03.2015 tarihinden, davalı … için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine hükmedildiği, bu hüküm ile mahkemenin, davacı aleyhine hüküm oluşturarak davalı … … yönünden davacı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal ettiği; mahkemece, kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı ( aracın km’si, metal komponentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği ),aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği ( orijinal olup olmadığı ) hususları ile emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2.el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda yeni bir makine mühendisi ya da otomotiv mühendisi bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile taraf, Yargıtay denetimine ve hükme elverişli olmayan ve bozma gerekçesini karşılamayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının da doğru görülmediği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Yazar

Av. Armağan Dinlenç

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.