Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından 1 Temmuz 2025‘te yürürlüğe giren yeni genelge, trafik sigortası ve kasko uygulamalarında çığır açan değişiklikler getiriyor.
Düzenlemenin temel amacı, trafik güvenliğini sağlamak ve vatandaşların can güvenliğini korumak olsa da, getirdiği şeffaflık ve standartlaşma, ikinci el araç piyasasını ve araç değer kaybı hesaplamalarını doğrudan etkileyecek nitelikte.
Eski Sistemdeki Belirsizlik ve Değer Kaybı Sorunu
Önceki uygulamada, “ağır hasar”ın net bir tanımı yoktu. Sigorta şirketleri ve eksperler, hasarın ekonomik olarak onarılabilir olup olmadığını değerlendirirken (sovtaj çalışması) farklı kriterler kullanabiliyordu. Bu belirsizlik:
- Gizlenmiş Hasar Riski: Ağır hasarlı olduğu halde “trafikten çekilme belgesi” alınmayan araçlar, kayıt dışı bir şekilde onarılıp “hasarsız” gibi satılabiliyordu. Alıcılar, araçların geçmişini bilemediği için ciddi bir değer kaybı ve güvenlik riskiyle karşı karşıya kalıyordu.
- Keyfi Uygulamalar: Benzer hasarlara sahip iki araçtan biri ağır hasarlı ilan edilip değerinin tamamını alırken, diğeri sadece onarım bedelini alabiliyor, bu da haksız rekabete ve mağduriyetlere yol açabiliyordu.
- Değerleme Zorluğu: İkinci el bir araç alırken, gerçek hasar geçmişine ulaşmanın zor olması, alıcıyı belirsizlik içinde bırakıyor ve aracın potansiyel değer kaybını hesaplamayı imkansız hale getiriyordu.
Yeni Sistem: Şeffaflık ve Standardizasyon Getiriyor
SEDDK’ın yeni düzenlemesi, bu belirsizlikleri ortadan kaldırmak için iki net kriter getiriyor:
- %60 Kuralı: Bir aracın onarım bedelinin, kaza anındaki piyasa rayiç değerinin %60’ını aşması durumunda, o araç otomatik olarak “ağır hasarlı” kabul edilecek.
- 11 Kritik Parça Kuralı: Onarım bedeli %60’ın altında bile olsa, genelge ekinde listelenen şasi, direksiyon mili, süspansiyon sistemi gibi 11 kritik güvenlik parçasından herhangi birinin hasar görmesi halinde, sigorta eksperi aracı “ağır hasarlı” olarak değerlendirebilecek.
Bu kararı artık sadece sigorta eksperleri verebilecek ve tüm bu süreç Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne (SBM) bildirilecek. Ağır hasarlı araçlar, ancak yetkili servislerde güvenli onarımdan geçirilip muayeneden geçerse trafiğe çıkabilecek. Tam hasarlı araçlar ise hurdaya ayrılmak zorunda.
Yeni Düzenlemenin Araç Değer Kaybına Etkileri
Bu yeni şeffaf sistem, araç değer kaybı konusunda nasıl bir dönüşüm yaratacak?
- Kayıtlı ve Doğrulanabilir Geçmiş: Artık bir aracın ağır hasar kaydı olup olmadığı SBM veri tabanından net bir şekilde sorgulanabilecek. Bu, alıcıların “gizli hasar” tuzağına düşme riskini büyük ölçüde azaltacak. Hasarsız araçlar, değerlerini daha iyi koruyabilecek.
- Adil ve Net Değerleme: Ağır hasar kaydı bulunan bir araç, piyasada hak ettiği değerde, yani belirgin bir değer kaybıyla alınıp satılacak. Alıcı, ne aldığını bilecek ve buna göre bir fiyat ödeyecek. Bu, piyasadaki haksız fiyatlandırmaların ve aldatmacaların önüne geçecek.
- Güvenli Onarımın Değeri: Kritik parçaları hasar görmüş ancak yetkili servislerde güvenli bir şekilde onarılıp muayeneden geçmiş araçlar, “kayıtlı hasarlı” statüsünde olacak. Bu araçların değeri, hasarsız bir araca göre düşük olacak ancak güvenli onarım belgeleri, bu değer kaybının makul bir seviyede sabitlenmesine yardımcı olacak.
- Değer Kaybı Davalarında Kolaylık: Kaza geçirmiş ancak ağır hasar kriterlerine takılmamış bir aracın değer kaybı tazminatı talep etmesi durumunda, SBM’deki şeffaf kayıtlar, aracın geçmiş hasar durumunu ispatlamak için güçlü bir delil oluşturacak. Eksper raporları ve hasar kayıtları daha standart hale geldiği için değer kaybı hesaplamaları daha nesnel yapılabilecek.
Sonuç: Daha Güvenli ve Şeffaf Bir Piyasa
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK)’nun bu devrim niteliğindeki düzenlemesi, öncelikle hayat kurtarmayı ve trafik güvenliğini artırmayı hedefliyor.
Ancak getirdiği şeffaflık, ikinci el araç piyasasını da olumlu yönde dönüştürecek. Artık alıcılar daha güvenli alışveriş yapacak, satıcılar dürüstçe ilan verebilecek ve araç değer kaybı hesaplamaları daha gerçekçi ve adil bir zemine oturacak. Bu düzenleme, sadece sigorta poliçelerini değil, Türkiye’deki tüm araç değerlerini etkileyecek uzun vadeli, olumlu bir adımdır.