Medeni Kanununda düzenlenmiş olup bir takım boşanma sebepleri sayılmıştır. Bunlardan birkaçı zina, akıl hastalığı, terk gibi sebepler olmakla birlikte davalarda en çok dayanılan sebep evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebidir.
Boşanma avukatı olarak kullanmakta olduğumuz asıl sebep şiddetli geçimsizlik sebebidir. Çünkü bu sebep zaten diğerlerinin hepsini kapsamaktadır. Bu nedenle bir boşanma avukatı, boşanma davasını, genelde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayandırır. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, kanunda sayılan boşanma sebepleri gerçekleşmişse bu gerçekleşen sebebin aynı zamanda evlilik birliğini temelinden sarsmış olması (o sebebi düzenleyen maddede aranmıyorsa) aranmaz. Md. 162 Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi buna örnektir.
- Zina
- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
- Terk
- Akıl hastalığı
- Evlilik birliğinin sarsılması
A. Boşanma sebepleri
I. Zina
MADDE 161.- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
MADDE 162.- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
MADDE 163.- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
IV. Terk
V. Akıl hastalığı
VI. Evlilik birliğinin sarsılması
MADDE 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Boşanma Davası Sık Sorulan Sorular