Günümüzde çalışma ortamında iş kazaları, işçinin en temel insan hakkı olan yaşam hakkını doğrudan etkileyen olaylar arasında yer almaktadır. İş kazaları, yeterli önlemlerin alınmaması durumunda, maddi ve manevi zararlarla birlikte can kayıplarına yol açabilir. Bu makalede, iş kazalarının yaşam hakkı kapsamındaki etkileri incelenmiş, hukuki ve yasal boyutları ele alınmıştır.
İş kazaları, sadece bireylerin hayatını tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal yapıyı da derinden etkiler. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, çalışanların güvenli bir ortamda çalışma hakkına sahip olup olmadığıyla da yakından ilgilidir. Yaşam hakkının korunması, sadece bireylerin değil, toplumsal refahın ve ekonomik sürekliliğin de teminatıdır.
İş kazası, çalışanın iş yerinde ya da işin yürütülmesi sırasında meydana gelen, fiziksel ya da ruhsal zararına yol açan olayları ifade eder. Bu kazaların büyük bir kısmı, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Ulusal ve uluslararası hukukta yaşam hakkının korunması konusunda çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır.
Tablo 1: İş Kazalarının Dağılımı
Yıl | Meydana Gelen İş Kazası | Can Kaybı |
2020 | 1.500 | 300 |
2021 | 1.700 | 350 |
2022 | 1.900 | 400 |
Kaynak: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (2023).
İş kazası avukatları hakkında detaylı bilgi için ziyaret edin: https://armagand.av.tr/hizmetlerimiz/is-kazasi/
Yaşam hakkı, Anayasa’nın temel ilkelerinden biri olarak kabul edilir. Anayasa’nın 17. maddesi, “Herkes yaşama hakkına sahiptir” şeklinde bir güvence sunar. Ancak iş kazaları, bu temel hakkı ihlal eden durumlar arasında yer alır. Yaşam hakkının iş kazalarına karşı korunması, etkili önlemler ve denetimlerle mümkün olabilir.
İşverenler, işçilerin sağlığını ve güvenliğini korumakla yasal olarak yükümlüdürler.
- Risk Değerlendirmesi: İşverenlerin çalışanların karşılaşabileceği riskleri belirlemesi ve gerekli tedbirleri alması zorunludur.
- Eğitim ve Bilgilendirme: İşçilere riskler, korunma yolları ve hukuki hakları hakkında eğitim verilmelidir.
- Kişisel Koruyucu Donanım: İşverenler, işçilere uygun koruyucu ekipman temin etmek zorundadır.
Bunun yanında, iş sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşturulması için iş yerlerinde sürekli eğitim programları organize edilmelidir. İş kazalarının büyük bir bölümü, alınacak bu basit önlemlerle önlenebilir.
Ulusal hukukta, İş Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda iş kazası sonucu ortaya çıkan sorumluluklar düzenlenmiştir.
- Anayasa Mahkemesi Kararları: Mahkemeler, işçinin yaşam hakkını ihlal eden durumlarda işverenin yükümlülüklerini vurgulamaktadır.
- Tazminat Davaları: İş kazası nedeniyle vefat eden işçinin ailesi, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
- Uluslararası Mahkemeler: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yaşam hakkı ihlallerinde devlete ve işverene pozitif yükümlülükler yüklenmesi gerektiğini sıkça karar altına almıştır.
Bu davalar, iş kazalarından kaynaklanan yaşam hakkı ihlallerinin giderilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle tazminatlar hem mağdurların zararını karşılamayı hem de caydırıcı bir etki yaratmayı amaçlar.
İş kazaları sonucunda ölüm meydana gelebilir. Ölen kişinin yakınları iş kazası sonucu meydana gelen ölüm olayı nedeniyle ceza davası ile ölen işçinin mirasçıları maddi ve manevi tazminat davası açabilir, ayrıca destekten yoksun kalma tazminatı da talep edebilirler. İş kazaları nedeniyle açılabilecek davalar; yaralanma ve ölüm meydana gelmiş ise ceza davaları, tazminat taleplerinin olduğu hukuk davaları ve 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işverene veya üçüncü kişilere açılan rücu davaları şeklinde olabilir.
İş kazaları sonucunda işçilerin yaşam hakkının korunması için devlete, işverenlere ve sendikalara büyük sorumluluklar düşmektedir. Şunlar önerilmektedir:
- Denetimlerin Arttırılması: Devlet tarafından yapılan denetimler sıklıkla tekrarlanmalıdır.
- Eğitim Programları: İş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık yaratacak eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.
- Caydırıcı Yaptırımlar: Yasal düzenlemelere uymayan işverenlere ağır cezalar verilmelidir.
- Koruyucu Teknolojiler: İş yerlerinde teknolojik çözümlere yönelik yatırımlar arttırılmalıdır.
- Sendika Katkısı: Sendikalar, işçilerin hakları konusunda bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri düzenlemelidir.
Bu adımlar hem iş kazalarını önlemek hem de yaşam hakkının ihlal edilmesini engellemek için kritik öneme sahiptir. Ülkemizdeki ış kazaları verileri incelendiğinde, bu önerilerin hayata geçirilmesinin acil bir gereklilik olduğu görülmektedir.
Bu makaleyi PDF formatında indirerek paylaşabilirsiniz.