FİİLİ AYRILIK SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI (2024 DEĞİŞİKLİKLERİ VE YENİ SÜRE ŞARTI)

Boşanma ve Mal Rejimi

Fiili ayrılık sebebiyle açılan boşanma davasında 2024 yılında yapılan son değişiklikleri ve yeni süre şartını sizin için detaylı bir şekilde açıkladık.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin son fıkrasında düzenlenen fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası, eşlerin belirli bir süre ayrı yaşamaları durumunda boşanma kararı alınmasını sağlayan bir hukuki düzenlemedir.

Daha önce 3 yıl olarak belirlenen ayrı yaşama şartı, 2024 yılında yapılan kanun değişikliğiyle 1 yıla indirilmiştir. Bir yıla indirilmeden önce de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu düzenleme, uzun süredir ayrı yaşayan çiftler için boşanma sürecini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Fiili Ayrılık Şartıyla Boşanmanın Şartları Nelerdir?

Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekmektedir:

  1. 1 Yıl Ayrı Yaşama Şartı: Eşlerin, Boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinden sonra en az 1 yıl boyunca fiilen ayrı yaşamış olması gerekir. Ayrı yaşamadan kasıt karı – koca gibi yaşamamadır. Çocuğu görmek için görüşme gibi görşmeler buna engel sayılmaz.
  2. Mahkeme Kararı: Daha önce açılmış bir boşanma davasının reddedilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olması gereklidir.
  3. Evlenme Birliğinin Devamının İmkansızlığı: Mahkeme, evlilik birliğinin yeniden kurulmasının mümkün olmadığını tespit etmelidir. Ancak bu tespit, aslında bir araya gelmediklerinin tespiti ile sınırlıdır.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Süreci

Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası, eşlerden birinin talebiyle açılır. Bu davada:

  1. Mahkeme, daha önceki boşanma davasının reddedilmiş olduğunu ve bu kararın kesinleştiğini kontrol eder.
  2. Ayrılık süresinin 1 yıl olduğunu ispatlayan belgeler ve tanıklar değerlendirilir.
  3. Hakim, evlilik birliğinin devamının imkansız olduğuna bu bir araya gelmeme varsa kanaat getirmek zorundadır. O zaman boşanmaya karar verir.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanmanın Avantajları

Fiili ayrılık sebebiyle boşanma, özellikle:

  • Uzun süredir ayrı yaşayan, ancak bazı nedenlerle boşanma davası sonuçlanmayan eşler için hızlı bir çözüm sunar. Durum şudur. Davacı boşanmak istemiş ancak davalının kusuru yok ya da davacı daha kusurlu diye Boşanma davası reddedilmiştir. Kimse kendi kusurundan kendi lehine menfaat elde edemez kuralı vardır. Ancak işte bu kanun, bu duruma istisna getimrkete ve kendi kusuru ile boşanmak isteyenin davası da kabul edilmektedir.
  • Taraflar arasında çekişmenin en aza indirilmesini sağlar.
  • Yeni düzenleme ile sürenin 1 yıla indirilmesi, hukuki süreçlerin daha hızlı tamamlanmasına olanak tanır.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Davası İçin Gerekli Belgeler

  • Daha önceki boşanma davasının ret kararına ilişkin mahkeme kararı
  • Ayrılık süresini gösteren belgeler veya tanık beyanları
  • Nüfus kayıt örneği

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasında, eşlerin iyi bir hukuki destek alması önemlidir.
  • Belgelerin tam ve doğru sunulması, davanın kısa sürede sonuçlanması açısından kritik rol oynar.
  • Ayrıca, eşlerin iletişimi ve uzlaşısı süreci kolaylaştırır.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma Anayasa Mahkemesi İptal Kararı

Anayasa Mahkemesi, 22.02.2024 tarihli kararında ( 2023 / 116 E. 2024 / 56 K. ) Boşanma davası reddedilen bir eşi 3 yıl boyunca evil kalmaya zorlamanın hakkaniyetli olmadığı ön görülmüş ve Medeni Kanun madde 116 4. Fıkrasının iptaline karar vermiştir.Bu kararın da resmi gazetede yayımlanmadan itibasren 9 ay sonra yürürlüğe gireceğini belirtmiştir. Bu süre zarfında da kanun koyucu, 15.11.2024’ te bu iptalin gereğini yerine getirmiş ve 1 yıl fiili ayrı yaşama şartını düzenlemiştir. Aşağıdaki ifadelere yer vermiştir.

Evlilik birliğinin kurulmasının yanı sıra sona erdirilmesi de özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkıyla doğrudan ilgilidir. Bu itibarla boşanma davası reddedildikten sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde, ret kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmedikçe evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasına ilişkin karinenin işlerlik kazanmasına imkan tanımayan kural, özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına yönelik bir sınırlama öngörmektedir.

Ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde boşanma kararı verilmesine ilişkin şartların belirlenmesi, kanun koyucunun takdirinde ise de orantılılık alt ilkesi gereğince kuralın boşanma kararı verilebilmesini önemli oranda güçleştirmemesi ve ortak hayata yeniden dönmek istemeyen ilgilileri makul olmayan süreler boyunca evlilik birliğini devam ettirmeye zorlanmaması gerekir. Başka bir ifadeyle orantılılık alt ilkesi yönünden yapılacak incelemede,

ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için kuralda öngörülen sürelerin, ilgililere katlanamayacakları bir külfet yükleyip yüklemediği ele alınmalıdır.

Kural gereğince boşanma kararı verilebilmesi için öncelikle daha önce açılmış bir boşanma davasının reddedilmiş olması gerekmektedir. Boşanma davasında yazılı yargılama usulünün uygulandığı da göz önünde bulundurulduğunda ilke olarak anılan davanın reddedilmesinin çok kısa sayılamayacak bir sürenin sonunda gerçekleşebileceği kuşkusuzdur. Yine kurama göre ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabilmesi için anılan ret kararının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Buna göre boşanma kararı verilebilmesi için kuralda öngörülen süreç. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde makul olmayan bir süre boyunca ilgililerin boşanma kararı elde etmelerine imkan tanınmadığı anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle, kural ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde evlilik birliğini uzun bir süre boyunca sona erdi demeyen ilgililere katlanamayan ocakları bir külfet yüklemektedir. Bu itibarla özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı ile aile kurumunu koruma amacı arasında makul bir denge sağlamayan kuralın orantılılık alt ilkesi yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13. Ve 20. Maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. Bu İptal kararı. Oybirliği ile alınmıştır.

Yazar

Av. Armağan Dinlenç

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.