Davada Usulsüz Dilekçe: Hukuki İlkeler ve Sonuçları

Diğer

Hukuk davalarının sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için usule uygun dilekçeler sunulması gerekmektedir. Ancak bazı durumlarda taraflarca sunulan dilekçeler okunamaz, uygunsuz veya ilgisiz olabilir. Bu tür dilekçeler, usulsüz dilekçe olarak nitelendirilir ve hem dava sürecini hem de adil yargılama hakkını etkiler.

Bu makalede, davada usulsüz dilekçelerin hukuki düzenlemeler çerçevesinde ele alınması, yargılamadaki etkileri ve çözüm yolları tartışılacaktır.

Usulsüz Dilekçe Nedir?

Usulsüz dilekçe, yargılama kurallarına ve hukuki düzenlemelere uygun olmayan dilekçeler anlamına gelir. Usulsüzlük şu durumları içerebilir:

  • Okunamayan dilekçeler: Elle yazılmış ve anlaşılması güç olan dilekçeler.
  • Sıra numarası verilmeyen dilekçeler.
  • Uygunsuz dilekçeler: Nezaketten uzak, hakaret içeren ifadeler barındıran dilekçeler.
  • İlgisiz dilekçeler: Davanın konusuyla bağlantısı olmayan bilgi ve belgeler içeren dilekçeler.
Usulsüzlük TürüAçıklamaÖrnek Durumlar
OkunamayanYazı tipi veya formatı nedeniyle okunamayan dilekçelerKüçük puntolarla yazılmış metinler
Sıra Numarası Verilmeden Yazılan DilekçelerCahil bir vatandaşın bile belki yazmayacağı şekilde sayfalarca iddia / savunmayı mektup gibi maddesiz yasmak.
UygunsuzNezaketsiz, hakaret içeren veya saldırgan ifadelerMahkeme heyetine yönelik hakaret içeren dilekçeler
İlgisizDavanın konusu dışında sunulan belgeler içeren dilekçelerDava konusu dışında sunulan fotoğraflar

Hukuki Dayanaklar ve Düzenlemeler

Türk hukukunda usulsüz dilekçeler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 32. madde uyarınca düzenlenmiştir. Kanuna göre:
– Okunamayan, uygunsuz veya ilgisiz dilekçeler, düzeltilmesi için süre verilerek dosyada bırakılır.
– Süre sonunda düzeltilmeyen dilekçeler, tekrar düzenlenmek üzere iade edilmez.

Yargılamanın sevk ve idaresi

Madde 32- (1) Yargılamayı, hâkim sevk ve idare eder; yargılama düzeninin bozulmaması için gerekli her türlü tedbiri alır.

(2) Okunamayan veya uygunsuz yahut ilgisiz olan dilekçenin yeniden düzenlenmesi için uygun bir süre verilir ve bu dilekçe dosyada kalır. Verilen süre içinde yeni bir dilekçe düzenlenmezse, tekrar süre verilemez.

Dilekçe yazmanın doğrusunun ne olduğu, en basit ve temel haliyle doğrusunun ne olduğu HMK mad. 119′ da düzenlenmiş olup ( öncesinde 1086 Sayılı Kanun’ un 179. maddesinde de )  e bendi ” e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. ” şeklindedir.

Dava dilekçesinin içeriği

Madde 119- (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

a) Mahkemenin adı.

b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.

c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.

ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.

d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.

e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.

f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.

g) Dayanılan hukuki sebepler.

ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.

h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.

(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.

Dava açacak her vatandaşın dilekçe yazmayı bilememesi ve dolayısıyla hak arama özgürlüğünün sert şekli kurallara bağlanmaması sebebi ile olsa gerek bu maddeye aykırılığa bir müeyyide getirilmemiştir. Bununla birlikte avukatların bu şekilde dilekçe yazmaları anlaşılması zor bir durumdur. Üstelik bazen uyarıldıklarında bile takip eden dilekçelerinde aynı tavrı takınmaları daha da vahim bir durumdur. Bu kadar basit ve anlaşılabilir bir kurala uymamanın trafikte yapılan bir magandalıktan farkı olmadığı kanaatindeyiz. Sadece bu durum bile hukuk fakültelerindeki eğitim kalitesinin ne kadar düştüğüne ve hiç kapasitesi olmayanların bile fakülteye girip üstelik mevzun edildiklerine bir delil olsa gerektir.

Sonuç ve Öneriler

Usulsüz dilekçeler, dava sürecinin uzamasına ve adil yargılama ilkesinin ihlaline neden olabilir.

Bu nedenle:
1. Mahkemeler, usulsüz dilekçeleri düzeltilmesi için etkin bir şekilde denetlemelidir.
2. Taraflar, dilekçe hazırlarken HMK’nın ilgili maddelerine uygun davranmalıdır.
3. Eğitim ve standartlaştırma çalışmalarıyla dilekçe usulsüzlükleri en aza indirgenmelidir.

4.Hukuk fakültelerine girişler ve mezuniyetler zorlaştırılmalıdır. Avukatlık sınavı nihayet 2024 yılında uygulanmıştır.

Yazar

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.