Anne Baba Çocuğuna Bakmak Zorunda Mı?

Diğer

Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesine göre, anne ve baba, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri karşılamakla yükümlüdür.

Anne Baba Çocuğuna Ne Zamana Kadar Bakmak Zorunda?

Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesine göre, anne ve baba evladına 18 yaşına (erginlik çağına) kadar bakmak zorundadır.

Eğer kız çocuğu veya erkek çocuğu ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, anne ve baba, durum ve koşullara göre, eğitimi sona erene kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.

Bir Anne Çocuğuna Bakmakla Yükümlü Mü?

Evet, kanunen annenin çocuğuna 18 yaşına kadar bakma yükümlülüğü vardır ve bu yükümlülüğün ihlali hukuki yaptırımlara neden olabilir.

Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 233. maddesi, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve çocuk bakmak istemeyen annenin ya da babanın bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceğini belirtir.

Buna ek olarak, dinen anneler çocuklarına bakmak zorunlu tutulmamıştır. Bir görüşe göre emzirmek zorunda bile değildir ve baba emzirmek için süt anne tutmak zorundadır.

Baba Kız Çocuğuna Bakmak Zorunda Mı?

Evet, kanunen babanın kız çocuğuna 18 yaşına kadar bakma yükümlülüğü vardır ve bu yükümlülüğün ihlali hukuki yaptırımlara neden olabilir.

Ayrıca İslam hukukuna göre, babalar çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür.

Kanunen Çocuklar Anne Babaya Bakmak Zorunda Mı?

Hayır, kanunen çocuklar çocukken anne ve babasına bakmak zorunda değildir. Ancak buradaki çocuk gerçekten daha yetişkin olmamış çocuktur. Yani birinin çocuğu olmak anlamında değildir. Yaşı büyüyen evladın anne babaya bakmak zorunluluğu Medeni Kanun’ da şöyle düzenlenmiştir ve kardeşlerin kardeşlere bakma yükümlülüğü de dahil bu nafakaya yardım nafakası denir. Medeni Kanun’ da şöyle düzenlenmiştir:

İkinci Bölüm

Aile

Birinci Ayırım

Nafaka Yükümlülüğü

A. Nafaka yükümlüleri

Madde 364- Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.

Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

B. Dava hakkı

Madde 365- Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır.

Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.

Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.

Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Yardım Nafakasının Kaldırılması:

YARGITAY 3.HD E: 2007/19271 K: 2008/860 T: 22.01.2008 kararında ” ……… Nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılması, MK. m. 365/3’te düzenlenmiştir. Bu hükme göre, “nafakanın, yükümlülerin bir ya da birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa, hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.” O nedenle, kural olarak nafaka yükümlülüğünün kaldırılması için birden çok nafaka yükümlüsünden talep edilmesi ve yükümlülerden birinin nafaka yükümlülüğünü yerine getirmesi halinde, diğerinden talep edilmesinin hakkaniyete aykırı bulunması gerekir….

Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Yardım nafakasının koşulları objektiftir ve bu koşulların gerçekleşmesi halinde nafaka borcu doğmaktadır Uygulamada da aile bağlarının temelinden sarsılması halinde nafaka yükümlüğünün ortadan kalkacağı kabul edilmektedir.

Uygulamada altsoyun yardım nafakası yükümlüğüne daha fazla önem verilmiş, annenin nafaka yükümlüsü karşısında çocukluğunda görevlerini yapmaması, oğlunu küçük yaşta ona buna terk etmesi, oğlunu başkalarına bırakması, büyüyüp iş sahibi olana kadar onunla ilgilenmemesinin, ananın nafaka hakkını ıskat etmeyeceği kabul edilmiştir (Y.2.HD. 25.12.1947-7584-6786). Davacı 70 yaşlarında, nafaka yükümlüsü oğul refah içerisindedir. Aile bağları babanın kusuru ile zayıflamıştır. Ne var ki, MK.nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralı, bu koşullarda davalı oğlun nafaka yükümlüğünü ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmemelidir. Oğlun yardıma muhtaç duruma gelmiş olan babasına karşı asgari yaşama giderlerini karşılama borcu, dürüstlük kuralı gereği ortadan kaldırılamaz. Aksini gerektirir. Zira altsoyun (oğlun) üstsoya (babaya) karşı yardım yükümlülüğü ile üstsoyun altsoya karşı olan yardım yükümlülüğünün ahlaki, geleneksel ve toplumsal nedenleri farklıdır. MK. m. 364 bu şekilde yorumlanmalıdır. Mahkemece yapılacak yargılamaya göre, davacı babanın yardıma muhtaç olduğu, yoksul olduğu (MK. m. 364) saptandığı takdirde, MK. m. 365 uyarınca “davacının geçinmesi için gerekli” yardım nafakasına hükmedilmelidir.”

Çocuğun Anne Babayı Reddetmesi

Çocuğun anne ve babayı reddetmesi, kanunen geçerli bir sebebe dayanmıyorsa, çocuğun bakım ve destek yükümlülüğünü yerine getirmemesi anlamına gelir ve bu durum hukuki sorumluluklar doğurabilir.

Yazar

Trabzon Sürmene nüfusuna kayıtlı, 1972 İstanbul doğumlu olup 1997’den bu yana serbest avukatlık yapmaktadır.