Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının yasal düzenlemelerdeki rolü her zaman tartışmalı bir konu olmuştur. TÜRMOB’un 3568 Sayılı Kanun’un 50. maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu, bu tartışmanın önemli bir örneğidir.
Bu makalede, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu düzenlemeye dair verdiği iptal kararını özetleyecek, kararın anayasal dayanaklarını ve sivil toplum kuruluşlarının yönetmelik çıkarma yetkisi üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.
TÜRMOB’un İtirazı ve Hukuki Çerçeve
TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği), 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 50. maddesindeki, meslekle ilgili yönetmeliklerin çıkarılması için ilgili bakanın onayının alınmasını zorunlu kılan hükümleri Anayasa’ya aykırı bulmuştur.
Kanunun 50. maddesinin ikinci fıkrasındaki ilgili hükümler:
- (a) ve (b) bentleri, meslek odalarının ve birliklerin yönetmelik çıkarma yetkilerinin sınırlarını belirlemekte;
- (m) bendi ise bu yönetmeliklerin yürürlüğe girmesi için bakan onayını zorunlu kılmaktadır.
TÜRMOB, bu hükümlerle meslek kuruluşlarının özerkliğinin zedelendiğini ve anayasanın 135. maddesinde düzenlenen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bağımsızlık ilkesine aykırılık oluşturduğunu savunmuştur.
Anayasa Mahkemesi’nin Kararı
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu değerlendirerek 50. maddenin ilgili bentlerinin Anayasa’nın 2., 13., ve 135. maddelerine aykırı olduğuna karar vermiş ve iptaline hükmetmiştir.
Kararın dayanak noktaları şunlardır:
- Özerklik İlkesi: Anayasa’nın 135. maddesi, meslek kuruluşlarının kamu kurumu niteliğinde olmasını öngörür. Ancak bakanlık onayı şartı, bu kuruluşların bağımsız karar alma yetisini zayıflatmaktadır.
- Demokratik Devlet İlkesi: Yönetmeliklerin yürütme organı onayına tabi kılınması, demokratik bir devletin gereği olan katılımcılık ve çoğulculuk ilkeleriyle çelişmektedir.
- Temel Hak ve Hürriyetler: Meslek kuruluşlarının özerkliği, anayasanın temel hak ve özgürlükler rejiminin bir parçasıdır.
Mahkeme, bu nedenlerle 3568 Sayılı Kanun’un 50. maddesinin ikinci fıkrasındaki (a), (b) ve (m) bentlerini iptal etmiştir.
Sivil Toplum Kuruluşları ve Yönetmelik Çıkarma Yetkisi
Bu karar, yalnızca TÜRMOB için değil, aynı zamanda diğer meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri için de emsal teşkil etmektedir. Mahkeme, meslek kuruluşlarının kamu gücünü kullanan ama aynı zamanda özerk yapılar olduğuna dikkat çekmiştir. Bu kararın sonuçları şunlardır:
- Yönetmeliklerde Bağımsızlık: Meslek kuruluşları, kendi alanlarında düzenlemeler yaparken artık yürütme organının onayına tabi olmadan hareket edebilecektir.
- Demokratik Katılımın Güçlenmesi: Sivil toplum kuruluşlarının kendi üyeleriyle daha yakın ilişki kurarak karar alma süreçlerine demokratik katılımı artırması beklenmektedir.
- Yargı Denetimi: Yönetmeliklerin anayasa ve hukuka uygunluğu, yürütme denetimi yerine yargısal denetimle sağlanacaktır.
Sonuç
TÜRMOB’un 3568 Sayılı Kanun’un 50. maddesi üzerine açtığı dava, sivil toplum kuruluşlarının yönetmelik çıkarma yetkisinin anayasal sınırlarını netleştirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin kararı, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının özerkliğini güçlendirerek demokratik değerlerin korunmasına katkı sağlamıştır.