Nafaka düşürme davası, boşanma sonrasında belirlenen nafaka miktarının azaltılması veya tamamen kaldırılması amacıyla açılan önemli bir hukuki süreçtir.
Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi çerçevesinde düzenlenen bu dava türü, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında meydana gelen değişiklikler sonucunda mevcut nafaka yükümlülüğünün yeniden değerlendirilmesini sağlar.
Hayatın doğal akışı içinde hem nafaka borçlusunun hem de nafaka alacaklısının mali durumlarında yaşanan değişimler, adaletli bir nafaka sisteminin sürdürülmesi için bu davaların açılmasını gerekli kılmaktadır.
Nafaka düşürme davası, sadece çekişmeli boşanmalarda değil, anlaşmalı boşanma protokolleriyle belirlenen nafaka yükümlülükleri için de talep edilebilen bir hukuki çare yoludur.
Hangi Hallerde Nafaka Düşer? (Nafakada İndirim Talep Edilebilecek Haller)
Nafaka miktarının azaltılması için belirli koşulların oluşması gerekir. TMK 331. madde hükmü gereğince, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında meydana gelen değişiklikler nafakanın indirilmesi sonucunu doğurabilir.
Yoksulluk Nafakasında İndirim Halleri:
- Nafaka alacaklısının ekonomik durumunda iyileşmeler meydana gelmesi
- Nafaka borçlusunun mali gücünde azalma yaşanması
- Nafaka alacaklısının yeni bir işe başlaması
- Nafaka borçlusunun işini kaybetmesi veya gelirinde ciddi düşüş yaşanması
İştirak Nafakası Azaltma (İndirme-Düşürme) Halleri:
- Nafaka borçlusu tarafın ekonomik anlamda kayba uğraması
- Velayet hakkı sahibinin mali durumunda iyileşme (çocuğun üstün yararı nedeniyle sınırlı etki)
- Çocuğun ihtiyaçlarında azalma meydana gelmesi
Mahkeme, nafaka miktarını belirlerken tarafların mali güçleri oranında karar verdiği için bu güçlerde meydana gelen değişiklikler nafakanın yeniden düzenlenmesini gerektirir.
Nafakanın Kaldırılması Sürecinde Yoksulluk Nafakası ve İştirak Nafakası Arasındaki Farklar
Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası arasındaki temel farklar, kaldırılma ve azaltılma süreçlerinde farklı yaklaşımları gerektirir.
Özellik | Yoksulluk Nafakası | İştirak Nafakası |
Tanım | Boşanma sonucu ekonomik kayba uğrayacak eski eşe ödenen nafakadır. | Velayet sahibi olmayan ebeveyn tarafından çocuğa ödenen nafakadır. |
Amaç | Ekonomik kayba uğrayan eşin yaşam standardını korumak. | Çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katkı sağlamak. |
Süre | Süresizdir (belirli hallerde sona erer). | Çocuğun 18 yaşına kadar devam eder. |
Öncelik İlkesi | Tarafların mali durumu ve adalet | Çocuğun üstün yararı |
Evlenme ile Sona Erme | Yeniden evlenme ile kendiliğinden sona erer. | Etkilenmez. |
Fiili Birliktelik | Mahkeme kararıyla kaldırılabilir. | Etkilenmez. |
Yoksulluğun Ortadan Kalkması | Mahkeme kararıyla kaldırılabilir. | Etkilenmez. |
Haysiyetsiz Hayat | Mahkeme kararıyla kaldırılabilir. | Etkilenmez. |
Alacaklının Mali Durumu İyileşmesi | İndirim/kaldırma sebebidir. | Etkilenmez. |
Borçlunun Mali Durumu Kötüleşmesi | İndirim sebebidir. | İndirim sebebidir. |
Çocuğun Erginliği | Etkilenmez. | Kendiliğinden sona erer. |
Velayet Değişikliği | Etkilenmez. | Sona erer. |
Kusur Durumu Etkisi | Önemli. | Önemsiz. |
Nasıl Nafaka Düşürme (İndirme-Azaltma) Davası Açılır?
Nafaka düşürme davası açmak için sistematik bir yaklaşım gereklidir. TMK 176. madde hükümleri çerçevesinde açılan bu davada ispat yükü nafaka borçlusundadır.
Dava açma süreci şu şekilde işler:
1. Hukuki Dayanak Belirleme:
- TMK 176/4. madde gereği tarafların mali durumlarının değişmesi
- Hakkaniyetin gerektirdiği hallerin tespit edilmesi
- Yoksulluk nafakasını düşürmek için TMK 176/3. madde şartlarının incelenmesi
- İştirak nafaka düşürmek için TMK 328. madde hükümlerinin değerlendirilmesi
2. Dava Dilekçesinin Hazırlanması:
- Nafakanın kaldırılması talebinin açık belirtilmesi
- Terditli talep: Öncelikle kaldırılma, reddi halinde azaltılma
- Değişen koşulların detaylı açıklanması
- “Çoğun içinde az da vardır” ilkesi gereği her iki talebin kapsanması
3. Gerekli Hazırlıklar:
- Uzman avukat seçimi (nafaka davalarında deneyimli)
- Mantıklı ve ikna edici argümanların hazırlanması
- Karşı tarafla anlaşma olasılığının değerlendirilmesi
- Mahkeme masraflarının hesaplanması
4. Dava Dilekçesinin Sunulması:
- Yetkili aile mahkemesine başvuru
- Nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinin seçilmesi
- Dilekçenin usulüne uygun hazırlanması
- Gerekli harç ve masrafların ödenmesi
5. Duruşma Sürecine Hazırlık:
- Delillerin organize edilmesi
- Tanık beyanlarının hazırlanması
- Karşı taraf iddialarına cevap stratejisinin belirlenmesi
Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davasında Deliller
Nafaka davalarında başarıya ulaşmak için iddialarınızı destekleyecek güçlü delillerin sunulması hayati önem taşır.
TMK 176. madde çerçevesinde açılan bu davalarda tarafların mali durumlarındaki değişiklikleri ve yaşam koşullarını kanıtlamak amacıyla çok çeşitli deliller kullanılabilir. Bunlar;
- Maaş bordroları
- Vergi beyannameleri
- Banka hesap ekstreleri
- SGK hizmet dökümleri
- İşten çıkarma bildirimleri
- İşsizlik ödeneği belgeleri
- Yeni iş sözleşmeleri
- İşe giriş bildirimleri
- Tapu kayıtları
- Araç kayıtları
- Kira kontratları
- Sağlık kurulu raporları
- Engellilik raporları
- Emeklilik belgeleri
- Tanık beyanları
- Nüfus kayıtları
- İkametgah belgeleri
- Öğrenci belgeleri
- Mezuniyet belgeleri
- Borç ve kredi sözleşmeleri
- İcra takipleri
- Fiili evlilik benzeri ilişkileri gösteren görseller
- Yaşam standartlarındaki değişiklikleri gösteren görseller
Nerede Nafakanın Azaltılması Davası Açılır?
Nafaka azaltılması davası, nafaka alacaklısının yerleşim yeri aile mahkemesinde herhangi bir süre sınırı olmaksızın açılabilir. TMK 177. madde hükmü gereğince bu davalarda yetkili mahkeme nafaka alacaklısının ikametgah ettiği yerdeki mahkemedir. Bu düzenleme nafaka alacaklısının lehine bir kolaylık sağlarken, nafaka borçlusu da nafaka azaltılması veya kaldırılması davası açarken mutlaka bu kurala uymak zorundadır.
Görevli mahkeme konusunda ise aile mahkemeleri özel yetki sahibidir. Nafakaya ilişkin tüm davalar aile mahkemelerinin görev alanına girer. Aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla bu davaları görür.
Bu sistem, nafaka davalarının aile hukuku alanındaki özel niteliği ve uzmanlık gerekliliği nedeniyle oluşturulmuştur.
Nafakanın Kaldırılması Davasında Zamanaşımı Süresi Ne Kadar?
Nafakanın kaldırılması davasında herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmamaktadır.
TMK hükümleri gereğince nafaka yükümlülüğü devam ettiği müddetçe bu tür davalar her zaman açılabilir. Bu durum, nafaka borçlusu için önemli bir hukuki güvence sağlamakta ve adaletli bir nafaka sistemi içinde haklarını koruyabilmelerini mümkün kılmaktadır.
Zamanaşımı süresinin öngörülmemesi, hayatın doğal akışı içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında meydana gelebilecek değişikliklerin her zaman hukuki sisteme yansıtılabilmesini sağlar. Mali durumda kötüleşme, nafaka alacaklısının ekonomik durumunun iyileşmesi, yeniden evlenme, fiilen evli gibi yaşama gibi hallerin ne zaman gerçekleşeceği önceden bilinemeyeceği için kanun koyucu bu konuda herhangi bir süre sınırlaması getirmemiştir.
Nafaka Düşürme Davası Dilekçe Örneği
Her hukuki uyuşmazlık kendi özel koşulları ve detayları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Genel veya şablon niteliğinde dilekçeler üzerinden dava açılması, kişiye özgü hukuki durumların göz ardı edilmesine ve telafisi güç hak kayıplarına yol açabilir. Bu sebeple sitemizde dilekçe örneği ya da şablon dava dilekçesi paylaşılmamaktadır.
Tarafınıza en uygun ve doğru hukuki yolun belirlenmesi adına alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanızı önemle tavsiye ederiz. Size en doğru hukuki çözümü sunabilmemiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Nafaka İndirim Davası Yargıtay Kararları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2015/16878 K. 2016/2649 T. 25.02.2016
Daire: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16878
Karar No: 2016/2649
Karar Tarih: 25.02.2016
Taraflar arasındaki nafakanın azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının … Aile Mahkemesinin 02/11/2006 tarih 2006/518 Esas- 2006/700 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukları …’in velayetinin davalı annesine verilip aylık 450 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın her yıl İstanbul Ticaret Odasınca belirlenen ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, nafaka miktarının her yıl artmasına rağmen müvekkilinin kazancında bir artış olmadığını, nafakayı ödeyemez hale geldiğini, daha önce …. isimli işyerinde çalışmakta iken maddi sıkıntılar nedeniyle bu işten ayrılmak zorunda kaldığını, ÜFE oranında yapılan yıllık artırımlarla iştirak nafakasının 820 TL’ye yükseldiğini ileri sürerek; iştirak nafakasının aylık 400 TL’ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; anlaşmalı boşanma protokolünde davacının ödenecek iştirak nafakasını kabul ettiğini, davacı tarafın beyanlarının aksine davacının çok uzun yıllardır aynı işyerinde çalıştığını, müşterek çocuğun kurs ve eğitim masraflarının da ağırlaştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile; …. Aile Mahkemesinin 2006/518 Esas- 2006/700 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk … yararına hükmedilen ve ÜFE oranında artırılarak 820 TL olan iştirak nafakası miktarının, aylık 450 TL’ye indirilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava; iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 176/4 hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda iradın azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
Buna göre bu tür davalarda sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için öncelikle; tarafların boşanma davası sırasındaki mali durumlarıyla nafakanın azaltılması davasının açıldığı sıradaki mali durumların tam olarak saptanıp karşılaştırılması, ardından nafakanın indirilmesini gerekli ve haklı kılacak bir değişimin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2006 yılında anlaşmalı boşandıkları; boşanma protokolü ile davacının davalıya aylık 450 TL iştirak nafakasını ödemeyi kabul ettiği, davacının boşanma davası sırasında çalıştığı şirketten ayrıldığı, garson olarak aylık 1100 TL maaşla çalıştığı, kirada oturduğu aylık 400 TL kira ödediği; davalının ise işçi olup aylık 945 TL maaş aldığı, babası ile aynı evde ikamet ettiği, kira ödemediği, müşterek çocuğun … öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, davacının boşanma davası sırasında çalıştığı şirkete müzekkere yazılarak, boşanma davasının derdest olduğu 2006 yılında davacının aylık ne kadar maaş aldığı, şirketten ne zaman, hangi gerekçeyle ayrıldığı hususlarının sorulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, davacının şirketten kendi isteğiyle ayrıldığının tespiti halinde ise hiç kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesinden hareketle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sıkça Sorulan Sorular
Nafaka düşürme davalarına ilişkin en çok merak edilen soruları sizin için yanıtladık.
Nafaka kaldırılabilir mi?
Evet, nafaka belirli şartların oluşması halinde tamamen kaldırılabilir.
TMK 176/3. madde gereğince nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, evlenme olmaksızın fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi durumlarında nafaka mahkeme kararıyla kaldırılır.
Ayrıca taraflardan birinin ölümü halinde nafaka kendiliğinden sona erer. İştirak nafakası ise çocuğun ergin olması ile kendiliğinden kalkar.
Nafaka azaltılabilir mi?
Evet, nafaka miktarı tarafların mali durumlarının değişmesi halinde azaltılabilir.
TMK 176/4. madde uyarınca tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafaka miktarının azaltılmasına karar verilebilir. Nafaka borçlusunun gelirinde azalma, nafaka alacaklısının gelirinde artış veya yaşam koşullarındaki değişiklikler azaltma sebebi olabilir.
Mahkeme her somut olayı kendi koşulları içinde değerlendirir.
Erkek hangi hallerde nafaka ödemez?
Erkek, nafakanın kendiliğinden sona erdiği hallerde veya mahkeme kararıyla kaldırıldığı durumlarda nafaka ödemez.
Eşinin yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü, eşinin fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi hallerinde nafaka yükümlülüğü sona erer. İştirak nafakasında ise çocuğun 18 yaşını doldurması ile nafaka ödemesi kendiliğinden biter.
Ayrıca mali gücünün tamamen ortadan kalkması halinde de mahkeme nafakayı kaldırabilir.
Nafaka düşürme davası kaç ay sürer?
Nafaka düşürme davası ortalama 1 yılda sonuçlanır.
Davanın süresi mahkemenin iş yoğunluğuna, delillerin toplanma sürecine ve taraflar arası anlaşmazlığın boyutuna bağlı olarak değişir. Delillerin eksiksiz olarak sunulması ve karşı tarafın itirazlarının kapsamı davanın süresini doğrudan etkiler.
Anlaşmalı çözüm yollarının tercih edilmesi durumunda süre önemli ölçüde kısalabilir.